English    Türkçe    فارسی   

4
704-713

  • در زمان دیدم که زر شد هیزمش ** هم‌چو آتش بر زمین می‌تافت خوش
  • Bunu der demez bir de gördüm ki odunlar altın olmuş, yeryüzünde ateş gibi parlayıp duruyorlar!
  • من در آن بی‌خود شدم تا دیرگه ** چونک با خویش آمدم من از وله 705
  • Ben bunu görünce kendimden geçtim... bir hayli zaman baygın kaldım. O şaşkınlığım geçip kendime gelince,
  • بعد از آن گفت ای خداگر آن کبار ** بس غیورند و گریزان ز اشتهار
  • Dedi ki: Allah’ın o ulular, gayret sahibi ve şöhretten kaçar kişilerse,
  • باز این را بند هیزم ساز زود ** بی‌توقف هم بر آن حالی که بود
  • Onların hürmetine yine bu altını hemen odun yap, eski haline getiriver!
  • در زمان هیزم شد آن اغصان زر ** مست شد در کار او عقل و نظر
  • Bu söz üzerine derhal o altın dallar, yine odun oldu... o erin işini görünce akıl da sarhoş oldu, kendisinden geçti. Bakış da!
  • بعد از آن برداشت هیزم را و رفت ** سوی شهر از پیش من او تیز و تفت
  • Ondan sonra odunlarını yükleyip yürüdü... Hızlı hızlı önümden şehre gitti!
  • خواستم تا در پی آن شه روم ** پرسم از وی مشکلات و بشنوم 710
  • O padişahtan, ardından gidip müşküllerini sormak, sözünü duymak istedim ama,
  • بسته کرد آن هیبت او مر مرا ** پیش خاصان ره نباشد عامه را
  • Heybeti mâni oldu gidemedim... Bayağı kişilerin has erlere varmasına yol yok!
  • ور کسی را ره شود گو سر فشان ** کان بود از رحمت و از جذبشان
  • Eğer biri can- beş vererek yol bulursa bu da onların rahmeti ve cezbesiyle olur.
  • پس غنیمت دار آن توفیق را ** چون بیابی صحبت صدیق را
  • Şu halde o tevfike erişmeyi ganimet bil... Eğer bir doğru erin sohbetini bulduysan bunu fırsat say!