-
بسته کرد آن هیبت او مر مرا ** پیش خاصان ره نباشد عامه را
- Heybeti mâni oldu gidemedim... Bayağı kişilerin has erlere varmasına yol yok!
-
ور کسی را ره شود گو سر فشان ** کان بود از رحمت و از جذبشان
- Eğer biri can- beş vererek yol bulursa bu da onların rahmeti ve cezbesiyle olur.
-
پس غنیمت دار آن توفیق را ** چون بیابی صحبت صدیق را
- Şu halde o tevfike erişmeyi ganimet bil... Eğer bir doğru erin sohbetini bulduysan bunu fırsat say!
-
نه چو آن ابله که یابد قرب شاه ** سهل و آسان در فتد آن دم ز راه
- Padişaha yakın olduğu, padişahın yakınlığına erdiği halde bu kutluluğu değersiz görüp yolundan olan ahmağa benzeme!
-
چون ز قربانی دهندش بیشتر ** پس بگوید ران گاوست این مگر 715
- Ahmak kurbanlık koyundan bol ve iyi bir parça verdiler mi “Bu, galiba öküz budu” der.
-
نیست این از ران گاو ای مفتری ** ران گاوت مینماید از خری
- A iftiracı, bu öküz budu değil... Fakat eşekliğinden sana öküz budu görünmede.
-
بذل شاهانهست این بی رشوتی ** بخشش محضست این از رحمتی
- Bu rüşvetsiz verilen padişah ihsanı... Bu rahmet yüzünden verilen hususi bir ihsan!
-
تحریض سلیمان علیهالسلام مر رسولان را بر تعجیل به هجرت بلقیس بهر ایمان
- Süleyman aleyhisselâm’ın Belkis’in imana gelmesi için elçilerin tez gitmesini emretmesi ve onları teşviki
-
همچنان که شه سلیمان در نبرد ** جذب خیل و لشکر بلقیس کرد
- Süleyman Peygamber de savaşacağı yerde Belkıs’ın adamlarını ve askerini kendisine çekti.
-
که بیایید ای عزیزان زود زود ** که برآمد موجها از بحر جود
- Ey azizler dedi, çabucak gelin... Çünkü cömertlik denizi dalgalanmaya başladı.
-
سوی ساحل میفشاند بیخطر ** جوش موجش هر زمانی صد گهر 720
- 720.Köpüren dalgaları, her an kıyıya zararsız, ziyansız, yüzlerce inci atar!