ما همه اجزای آدم بودهایم ** در بهشت آن لحنها بشنودهایم
Biz hepimiz Âdem’in cüz’üleriydik... Cennette o nağmeleri dinledik, duyduk!
گرچه بر ما ریخت آب و گل شکی ** یادمان آمد از آنها چیزکی
Gerçi suyla toprak, bize bir şüphe verdi ama yine o nağmeleri birazcık hatırlıyoruz.
لیک چون آمیخت با خاک کرب ** کی دهند این زیر و آن بم آن طرب
Fakat musibet toprağıyla karıştıktan sonra bu zir ve bem perdeleri, nereden o nağmeleri verecek?
آب چون آمیخت با بول و کمیز ** گشت ز آمیزش مزاجش تلخ و تیز
Su, sidik ve pislikle karışınca bozulur, mizacı acı ve sert bir hale gelir.
چیزکی از آب هستش در جسد ** بول گیرش آتشی را میکشد740
İnsanın cesedinde de birazcık su vardır... Sen onu sidik bile saysan yine ateşi söndürür ya!
گر نجس شد آب این طبعش بماند ** که آتش غم را به طبع خود نشاند
Su, pis bile olsa yine tabiatı bakidir... O tabiatla gam ateşini söndürür!
پس غدای عاشقان آمد سماع ** که درو باشد خیال اجتماع
İş bu yüzden güzel sesi dinlemek âşıklara gıdadır... Çünkü güzel ses dinlemede kalp huzuru ve Allah ile birleşme zevki vardır.
قوتی گیرد خیالات ضمیر ** بلک صورت گردد از بانگ و صفیر
Adamın içindeki hayâller kuvvetlenir, hatta hayaller, o güzel sesten, o güzel nağmeden suretlere bürünür.
آتش عشق از نواها گشت تیز ** آن چنان که آتش آن جوزریز
Suya ceviz atanın ateşi nasıl kuvvetlendiyse aşk ateşi de güzel seslerle kuvvet bulunur!
حکایت آن مرد تشنه کی از سر جوز بن جوز میریخت در جوی آب کی در گو بود و به آب نمیرسید تا به افتادن جوز بانگ آب# بشنود و او را چو سماع خوش بانگ آب اندر طرب میآورد
Susuz adamın ceviz ağacına binip silkelemesi ve cevizlerin çukurdaki, erişemediği suya düşmesi, bu suretle suyun sesini duyup onunla zevklenmesi, neşelenmesi
در نغولی بود آب آن تشنه راند ** بر درخت جوز جوزی میفشاند745
Su, pek derin yerdeydi... Susuzun biri suyun üst tarafında bulunan ceviz ağacına binmiş, ağacı silkeliyordu.