-
کافران قلباند و پاکان همچو زر ** اندرین بوته درند این دو نفر 820
- Kâfirler kalptır, temiz kişilerse altına benzerler. Her iki kısım da bu potanın içindedir.
-
قلب چون آمد سیه شد در زمان ** زر در آمد شد زری او عیان
- Potaya kalp olan girdi mi hemen kararır... Altın girdi mi altınlığı belli olur.
-
دست و پا انداخت زر در بوته خوش ** در رخ آتش همی خندد رگش
- Altın, elini kolunu açar da potaya atılır, ateş içinde hoş bir surette gülümser durur!
-
جسم ما روپوش ما شد در جهان ** ما چو دریا زیر این که در نهان
- Âlemde cismimiz, bizim yüzümüzü örtmektedir... Biz, samanla örtülü deniz gibiyiz!
-
شاه دین را منگر ای نادان بطین ** کین نظر کردست ابلیس لعین
- Din padişahına toprak diye bakma a bilgisiz! Melûn Şeytan da Âdem’e bu bakışla bakmıştı.
-
کی توان اندود این خورشید را ** با کف گل تو بگو آخر مرا 825
- Sen söyle bana bakayım... Hiç bu güneş, balçıkla sıvanabilir mi?
-
گر بریزی خاک و صد خاکسترش ** بر سر نور او برآید بر سرش
- Nura yüzlerce toz toprak döksen yine görünür, yine baş gösterir, parlar!
-
که کی باشد کو بپوشد روی آب ** طین کی باشد کو بپوشد آفتاب
- Saman da nedir ki suyun yüzünü örtsün! Toprak da kim oluyor ki güneşi kapatabilsin!
-
خیز بلقیسا چو ادهم شاهوار ** دود ازین ملک دو سه روزه بر آر
- Kalk ey Belkıs, Ethem gibi padişâhcasına şu iki üç günlük saltanat dumanını dağıt!
-
باقی قصهی ابراهیم ادهم قدسالله سره
- Allah sırrını kutlasın, İbrahim Edhem’in arta kalan hikâyesi
-
بر سر تختی شنید آن نیکنام ** طقطقی و های و هویی شب ز بام
- O iyi adlı, iyi sanlı padişah, bir gece tahtında otururken damda bir tıkırtı, bir hay huy duydu.