-
گر بگویم آن سبب گردد دراز ** که چرا بودش به تخت آن عشق و ساز
- Bunun sebebini söylesem, tahtına neden bu kadar âşıktı... Anlatmaya kalkışsam söz uzar.
-
گرچه این کلک قلم خود بیحسیست ** نیست جنس کاتب او را مونسیست 875
- (Belkıs, tahtla aynı cinsten değildi... Doğru, fakat) bu kalem de duygusuzdur, kâtiple aynı cinsten değildir ama ona munistir, eştir, arkadaştır.
-
همچنین هر آلت پیشهوری ** هست بیجان مونس جانوری
- Her sanatın aleti de böyle cansızdır ama canlı olan sanatkârın munisidir.
-
این سبب را من معین گفتمی ** گر نبودی چشم فهمت را نمی
- Anlayış gözünde nem olmasaydı bu sebebi daha açık anlatırdım!
-
از بزرگی تخت کز حد میفزود ** نقل کردن تخت را امکان نبود
- Taht haddinden fazla büyüktü; nakledilmesine imkân yoktu.
-
خرده کاری بود و تفریقش خطر ** همچو اوصال بدن با همدگر
- Pek ince sanatlıydı... Beden gibi eczası, tamamı ile birbirine bitişmişti... Ayrılıp götürülmesi de mümkün değildi, kırılabilirdi.
-
پس سلیمان گفت گر چه فیالاخیر ** سرد خواهد شد برو تاج و سریر 880
- Süleyman dedi ki: Sonunda tahttan da, taçtan da soğuyacak ya!
-
چون ز وحدت جان برون آرد سری ** جسم را با فر او نبود فری
- Can, birlik âlemine ulaşır, o âlemden baş gösterirse birliğin nuruna karşı bedenin nuru kalmaz artık.
-
چون برآید گوهر از قعر بحار ** بنگری اندر کف و خاشاک خوار
- İnci, denizin dibinden çıktı mı denizdeki köpüklerle çer çöpü hor hakir görürsün!
-
سر بر آرد آفتاب با شرر ** دم عقرب را کی سازد مستقر
- Nurlar saçan güneş doğdu, baş gösterdi mi artık akrebin kuyruğunda kim yurt tutmak ister?