تو بر آن عاشق بدی در دور آن ** منکر این فضل بودی آن زمان
Sen o devirlerde o toprağa, meniye, et parçasına âşıktın... O zamanlar bu kerem ve ihsanı inkâr ediyordun!
این کرم چون دفع آن انکار تست ** که میان خاک میکردی نخست
Önce toprak halindeyken ( ben nereden akıl ve ruh sahibi olacağım diye) inkârda bulunuyordun ya... bu kerem ve ihsan, o inkârını gidermek içindir.
حجت انکار شد انشار تو ** از دوا بدتر شد این بیمار تو
Canlanman, evvelki inkârına karşı reddedilmez bir delildir... Şu hastalığın dermandan da beter oldu ya!
خاک را تصویر این کار از کجا ** نطفه را خصمی و انکار از کجا
Toprağın bu işi yapmasına imkân mı var... Meni, düşmanlıkta bulunur, inkâra düşer mi hiç?
چون در آن دم بیدل و بیسر بدی ** فکرت و انکار را منکر بدی895
O zamanlar gönülsüz ve ruhsuzdun... Bu yüzden düşünceyi de inkâr ediyordun, inkârı da!
از جمادی چونک انکارت برست ** هم ازین انکار حشرت شد درست
Cemadken insan olacağını inkâr ederdin, şimdi de haşr olmayı inkâr etmede ayak diredin!
پس مثال تو چو آن حلقهزنیست ** کز درونش خواجه گوید خواجه نیست
Sen şuna benzersin: Adam gelir, kapıyı döver de ev sahibi, içerden “Ev sahibi evde yok diye bağırır.
حلقهزن زین نیست دریابد که هست ** پس ز حلقه بر ندارد هیچ دست
Kapıyı döven bu “Ev sahibi evde yok” sözünden anlar ve ev sahibi içerdedir... Halkadan elini çekmez!
پس هم انکارت مبین میکند ** کز جماد او حشر صد فن میکند
Senin inkârın da Allah’ın cemad âleminden yüzlerce haşirde bulunduğunu, yüzlerce can yarattığını gösterir, belli eder!
چند صنعت رفت ای انکار تا ** آب و گل انکار زاد از هل اتی900
Su ve toprağın “Hel etâ”dan inkâr doğurmasına dek, (insanın aslî maddesi bile yokken nihayet sudan, topraktan meni haline gelip duygu ve görgü sahibi olmasına kadar) nice sıfatlar düzüldü, koşuldu!