پیش آب و پس هم آب با مدد ** چشمها را پیش سد و خلف سد
Önünde de sana yardım edecek su var, ardında da. Fakat kaynaklara ulaşman için önünde de set var, ardında da.
اسپ زیر ران و فارس اسپجو ** چیست این گفت اسپ لیکن اسپ کو
Ata binmişsin, at oyluğunun altında, fakat süvari at arıyor. Bu nedir? dense at, fakat nerede? Diyor.
هی نه اسپست این به زیر تو پدید ** گفت آری لیک خود اسپی که دید
Hey gidi hey! Bu altındaki at nedir? dedin mi evet diyor, at ama o atı kim gördü acaba?
مست آب و پیش روی اوست آن ** اندر آب و بیخبر ز آب روان
Suyun sarhoşu su da gözünün önünde. Kendisi su içinde, fakat akar sudan haberi bile yok.
چون گهر در بحر گوید بحر کو ** وآن خیال چون صدف دیوار او 1080
İnci gibi hani. İnci de deniz içinde deniz nerede? Der. Sedef gibi olan hayal onun duvarı.
گفتن آن کو حجابش میشود ** ابر تاب آفتابش میشود
Nerede demesi kendisine hicap olmakta, güneşin ziyasını kaplayan bir bulut kesilmede.
بند چشم اوست هم چشم بدش ** عین رفع سد او گشته سدش
Kendi kötü gözü, gözüne perde olmada. Ben seddimi kaldırdım demesi, kendisine set kesilmede.
بند گوش او شده هم هوش او ** هوش با حق دار ای مدهوش او
Aklı kulağına bağ olmada. Ey Tanrı şaşkını, aklını Tanrı’ya ver.
در تفسیر قول مصطفی علیهالسلام من جعل الهموم هما واحدا کفاه الله سائر همومه و من تفرقت به الهموم لا یبالی الله فی ای واد اهلکه
Mustafa aleyhisselam’ın “Bütün dertlerini bir dert yapanı, Tanrı başka dertlerden kurtarır. Fakat dertlerini dağıtan, birçok şeylere dertlenen kişiyi, hangi vadide helak olacaksa Tanrı kayırmaz”hadisinin tefsiri
هوش را توزیع کردی بر جهات ** مینیرزد ترهای آن ترهات
Aklını bir çok yerlere dağıttın. Halbuki o saçma sapan uğraşman, o beyhude mırıldanman, bir tereye bile değmez.
آب هش را میکشد هر بیخ خار ** آب هوشت چون رسد سوی ثمار 1085
Aklının suyunu her diken, çekip durdukça akıl suyun, meyvelere nasıl ulaşabilir?