-
از جهان مرگ سوی برگ رو ** چون بقا ممکن بود فانی مشو
- Bu ölü alemden vazgeç de azık ve kar alemine git. Madem ki baki olmak imkanı var, fani olma diye öğütte bulunursan,
-
قصد خون تو کنند و قصد سر ** نه از برای حمیت دین و هنر
- Senin kanına kastederler. Fakat bu, din ve hüner taassubundan değildir.
-
سبب عداوت عام و بیگانه زیستن ایشان به اولیاء خدا کی بحقشان میخوانند و با آب حیات ابدی
- Halkın, onları Tanrı’ya ve ebedilik abıhayatına çağıran Tanrı velilerine düşman olmasının ve onlarla yabancı bir halde yaşamasının sebebi
-
بلک از چفسیدگی در خان و مان ** تلخشان آید شنیدن این بیان
- Hatta mala mülke sarılmaları yüzünden bu sözleri duymak, onlara acı gelir.
-
خرقهای بر ریش خر چفسید سخت ** چونک خواهی بر کنی زو لخت لخت 1150
- Eşeğin yarasına bir bez bağlasan da o bez, yaraya yapışsa, sonra onu çekip çıkarmak istesen eşek derhal,
-
جفته اندازد یقین آن خر ز درد ** حبذا آن کس کزو پرهیز کرد
- Acıdan çifte atmaya kalkışır. Ne mutlu o adama ki böyle bir işe girişmedi.
-
خاصه پنجه ریش و هر جا خرقهای ** بر سرش چفسیده در نم غرقهای
- Hele eşeğin elli tane yarası olsa, her yarasının başında, yaraya yapışmış bir bez bulunsa artık var sen kıyas et!
-
خان و مان چون خرقه و این حرصریش ** حرص هر که بیش باشد ریش بیش
- Mal mülk, bez gibidir, bu hırs ise yara. Kimin hırsı fazla ise yarası fazladır.
-
خان و مان چغد ویرانست و بس ** نشنود اوصاف بغداد و طبس
- Baykuşun malı mülkü ancak yıkık yerdir. O, Tabes ve Bağdat şehirlerinin vasıflarını dinlemez bile.
-
گر بیاید باز سلطانی ز راه ** صد خبر آرد بدین چغدان ز شاه 1155
- Padişah kuşu yoldan geldi mi bu baykuşlara, padişahtan yüzlerce haber getirir.
-
شرح دارالملک و باغستان و جو ** پس برو افسوس دارد صد عدو
- Saltanat merkezini oradaki bağları bahçeleri, dereleri anlatır. Anlatır ama ona yüzlerce düşmen vah vah eder.