-
گر بیاید باز سلطانی ز راه ** صد خبر آرد بدین چغدان ز شاه 1155
- Padişah kuşu yoldan geldi mi bu baykuşlara, padişahtan yüzlerce haber getirir.
-
شرح دارالملک و باغستان و جو ** پس برو افسوس دارد صد عدو
- Saltanat merkezini oradaki bağları bahçeleri, dereleri anlatır. Anlatır ama ona yüzlerce düşmen vah vah eder.
-
که چه باز آورد افسانهی کهن ** کز گزاف و لاف میبافد سخن
- Doğan kuşu eski masallar anlatmada, saçma sapan söylenip durmada.
-
کهنه ایشانند و پوسیدهی ابد ** ورنه آن دم کهنه را نو میکند
- Halbuki asıl eskimiş ebedi olarak çürümüş olanlar, onlardır. Yoksa o nefes eskiyi yenileştirir.
-
مردگان کهنه را جان میدهد ** تاج عقل و نور ایمان میدهد
- Eski ölülere can verir, akıl tacını giydirir, iman nuru bağışlar.
-
دل مدزد از دلربای روحبخش ** که سوارت میکند بر پشت رخش 1160
- Ruh bağışlayan güzelden nurunu esirgeme. O seni kır atın üstüne bindirir.
-
سر مدزد از سر فراز تاجده ** کو ز پای دل گشاید صد گره
- Taçlar veren o başı yüce erden başını çekme. O, gönlünün ayağındaki yüzlerce düğümü çözer.
-
با کی گویم در همه ده زنده کو ** سوی آب زندگی پوینده کو
- Fakat kime söyleyeyim? Bütün köy içinde nerede bir diri? Abıhayatın bulunduğu tarafa koşan kim?
-
تو به یک خواری گریزانی ز عشق ** تو به جز نامی چه میدانی ز عشق
- Sen bir horluk görür görmez aşktan kaçmadasın. Bir addan başka aşktan ne biliyorsun ki?
-
عشق را صد ناز و استکبار هست ** عشق با صد ناز میآید به دست
- Aşkın yüzlerce nazı, edası, ululuğu var. Aşk, yüzlerce nazla elde edilebilir.