-
رو ترش کرد و دو دیده پر ز نم ** لب فرو مالید یعنی صایمم
- Yüzünü ekşitip gözlerini yaşartarak dudaklarını oynatmaya başladı, güya oruçluyum demek istiyordu.
-
در کف او نرمه جاروبی که من ** خانه را میروفتم بهر عطن
- Eline sapı yıpranmış bir süpürge aldı, develerin yatması için ahırı süpürüyor göründü.
-
چونک باع جاروب در را وا گشاد ** گفت خاتون زیر لب کای اوستاد
- Elinde süpürge kapıyı açınca kadın, dudak altından seni usta seni, dedi.
-
رو ترش کردی و جاروبی به کف ** چیست آن خر برگسسته از علف 1355
- Yüzünü ekşittin, eline süpürgeyi aldın, iyi. Fakat yemeden içmeden kesilmiş eşeğin hali ne?
-
نیم کاره و خشمگین جنبان ذکر ** ز انتظار تو دو چشمش سوی در
- İşi yarıda kalmış, öfkeli, aleti oynayıp durmada. Gözleri kapıda seni beklemede.
-
زیر لب گفت این نهان کرد از کنیز ** داشتش آن دم چو بیجرمان عزیز
- Bunu dudağı altından söyledi, halayıktan gizledi. Onu suçsuz gibi ululayıp,
-
بعد از آن گفتش که چادر نه به سر ** رو فلان خانه ز من پیغام بر
- Dedi ki: Tez çarşafını başına al. Filan eve git benden selam söyle.
-
این چنین گو وین چنین کن وآنچنان ** مختصر کردم من افسانهی زنان
- Şunu söyle, böyle yap, şöyle et. Neyse ben kadınların masallarını kısa kesiyorum.
-
آنچ مقصودست مغز آن بگیر ** چون براهش کرد آن زال ستیر 1360
- Maksat neyse sen onun hülasasını al. O işi görmezlikten gelen kadın onu yola vurunca,
-
بود از مستی شهوت شادمان ** در فرو بست و همیگفت آن زمان
- Zaten şehvetten sarhoş olmuştu, hemen kapıyı kapadı, oh dedi.