English    Türkçe    فارسی   

5
1430-1439

  • طوطیی در آینه می‌بیند او  ** عکس خود را پیش او آورده رو  1430
  • Dudu kuşu, önünde bir ayna, ayna içinde de kendi aksini görür.
  • در پس آیینه آن استا نهان  ** حرف می‌گوید ادیب خوش‌زبان 
  • Aynanın ardında usta gizlenmiştir; güzel dille edeplice söz söyler.
  • طوطیک پنداشته کین گفت پست  ** گفتن طوطیست که اندر آینه‌ست 
  • Duducuk, bu söz söyleyeni ayna içinde gördüğü dudu sanır.
  • پس ز جنس خویش آموز سخن  ** بی‌خبر از مکر آن گرگ کهن 
  • Bu suretle o koca kurdun hilesinden haberi olmaz, güya kendi cinsinden olan bu dududan söz söylemeyi öğrenir.
  • از پس آیینه می‌آموزدش  ** ورنه ناموزد جز از جنس خودش 
  • Usta, ona ayna ardından söz söylemeyi öğretir. Böyle olmasa kendi cinsinden olmayan birisinden söz söylemeyi öğrenemez.
  • گفت را آموخت زان مرد هنر  ** لیک از معنی و سرش بی‌خبر  1435
  • O hünerli kus, söz öğrenir ama sırrından da haberi yoktur manasından da.
  • از بشر بگرفت منطق یک به یک  ** از بشر جز این چه داند طوطیک 
  • Söz söylemeyi bir insandan beller. Fakat bir duducuk, bundan başka insandan ne bilebilir, ne elde edebilir ki?
  • هم‌چنان در آینه‌ی جسم ولی  ** خویش را بیند مردی ممتلی 
  • Velinin beden aynasında da kötülüklerle dolu olan mürit, tıpkı bunun gibi kendisini görür.
  • از پس آیینه عقل کل را  ** کی ببیند وقت گفت و ماجرا 
  • Fakat söz ve iş zamanında aynanın ardındaki Akl-ı Küll-ü nereden görecek?
  • او گمان دارد که می‌گوید بشر  ** وان گر سرست و او زان بی‌خبر 
  • O sanır ki insan söylüyor. Halbuki bu, başka bir sırdır, onun bundan haberi bile yoktur.