من چو کلکم در میان اصبعین ** نیستم در صف طاعت بین بین 1690
Ben iki parmağın arasındaki kalem gibiyim. İbadet safında mütereddit değilim.
خاک را مشغول کرد او در سخن ** یک کفی بربود از آن خاک کهن
Azrail toprağı söze tuttu; o sırada o köhne topraktan bir avuç kaptı.
ساحرانه در ربود از خاکدان ** خاک مشغول سخن چون بیخودان
Yeryüzünden sihirbazca bir avuç toprak aldı, halbuki toprak, sözle meşguldü, ondan haberi bile olmadı.
برد تا حق تربت بیرای را ** تا به مکتب آن گریزان پای را
O bir avuç toprağı yeryüzünün rızası olmadan aldı, kaçmak isteyen, ayakları gerisin geriye giden çocuğu nasıl zorla mektebe götürürlerse öylece Tanrı tapısına götürdü.
گفت یزدان که به علم روشنم ** که ترا جلاد این خلقان کنم
Tanrı dedi ki: Apaydın bilgim hakki için seni bu halkın celladı yapacağım.
گفت یا رب دشمنم گیرند خلق ** چون فشارم خلق را در مرگ حلق 1695
Azrail dedi ki: Yarabbi, halk bana düşman olur. halkın ölüm çağında boğazını siktim mi herkes bana düşman kesilir.
تو روا داری خداوند سنی ** که مرا مبغوض و دشمنرو کنی
Yüce Tanrım, reva görür müsün halk benden nefret etsin, bana düşman olsun?
گفت اسبابی پدید آرم عیان ** از تب و قولنج و سرسام و سنان
Tanrı dedi ki: Ben, sıtma ve humma, kulunç, yaralanma, gibi öyle sebepler yaratırım ki,
که بگردانم نظرشان را ز تو ** در مرضها و سببهای سه تو
Onlar gözlerini senden çevirirler, o hastalıklara, o sebeplere üç kat sarılırlar, yalnız onları görürler.
گفت یا رب بندگان هستند نیز ** که سببها را بدرند ای عزیز
Azrail, “Yarabbi, Yüce Tanrım, öyle kullarında vardır ki onlar, sebepleri yırtarlar.