-
گفت یزدان که به علم روشنم ** که ترا جلاد این خلقان کنم
- Tanrı dedi ki: Apaydın bilgim hakki için seni bu halkın celladı yapacağım.
-
گفت یا رب دشمنم گیرند خلق ** چون فشارم خلق را در مرگ حلق 1695
- Azrail dedi ki: Yarabbi, halk bana düşman olur. halkın ölüm çağında boğazını siktim mi herkes bana düşman kesilir.
-
تو روا داری خداوند سنی ** که مرا مبغوض و دشمنرو کنی
- Yüce Tanrım, reva görür müsün halk benden nefret etsin, bana düşman olsun?
-
گفت اسبابی پدید آرم عیان ** از تب و قولنج و سرسام و سنان
- Tanrı dedi ki: Ben, sıtma ve humma, kulunç, yaralanma, gibi öyle sebepler yaratırım ki,
-
که بگردانم نظرشان را ز تو ** در مرضها و سببهای سه تو
- Onlar gözlerini senden çevirirler, o hastalıklara, o sebeplere üç kat sarılırlar, yalnız onları görürler.
-
گفت یا رب بندگان هستند نیز ** که سببها را بدرند ای عزیز
- Azrail, “Yarabbi, Yüce Tanrım, öyle kullarında vardır ki onlar, sebepleri yırtarlar.
-
چشمشان باشد گذاره از سبب ** در گذشته از حجب از فضل رب 1700
- Gözleri sebeplerden geçer, senin ihsanınla perdeleri asar.
-
سرمهی توحید از کحال حال ** یافته رسته ز علت و اعتلال
- Hal göz doktorundan birlik sürmesini çekerler de illetten de kurtulurlar sebepten de.
-
ننگرند اندر تب و قولنج و سل ** راه ندهند این سببها را به دل
- Ne hummaya bakarlar, ne kulunca, ne basura, bu sebeplere hiç ehemmiyet vermezler.
-
زانک هر یک زین مرضها را دواست ** چون دوا نپذیرد آن فعل قضاست
- Çünkü bu illetlerin her birinin devası vardır. Deva kabul etmeyen illet kaza ve kaderdir.