-
تلخ کی باشد کسی را کش برند ** از میان زهر ماران سوی قند 1720
- Birisine, yılan zehrinden kurtarıp şeker verseler bu hal, o adama hiç acı gelir mi?
-
جان مجرد گشته از غوغای تن ** میپرد با پر دل بیپای تن
- Can beden kavgasından kurtulur. Beden ayağı olmaksızın gönül kanadıyla uçmaya başlar.
-
همچو زندانی چه که اندر شبان ** خسپد و بیند به خواب او گلستان
- Hani zindanın kuyusuna hapsedilen adamın uyuyup rüyasında gül bahçesini görmesi gibi.
-
گوید ای یزدان مرا در تن مبر ** تا درین گلشن کنم من کر و فر
- Bu adam der ki: Tanrım, beni bedene döndürme de su gül bahçesinde bir salınıp gezineyim.
-
گویدش یزدان دعا شد مستجاب ** وا مرو والله اعلم بالصواب
- Tanrı da duan kabul edildi, dönme der. Doğrusunu Tanrı daha iyi bilir ya.
-
این چنین خوابی ببین چون خوش بود ** مرگ نادیده به جنت در رود 1725
- Bu çeşit rüya bir bak ne hoştur. Adam, ölümünü görmeden cennete gitmede.
-
هیچ او حسرت خورد بر انتباه ** بر تن با سلسله در قعر چاه
- Artık hiç o adam, uyanmaya hasret çeker, kuyunun dibinde zincirlere, bukağılara vurulmuş olarak yaşamayı arzular mı?
-
مومنی آخر در آ در صف رزم ** که ترا بر آسمان بودست بزم
- İnanmışsan artık savaş safına gel ki senin meclisin gökyüzündedir.
-
بر امید راه بالا کن قیام ** همچو شمعی پیش محراب ای غلام
- Yüzlerce ulaşma ümidiyle kalk, ey kul, mihrap önündeki mum gibi dinel.
-
اشک میبار و همیسوز از طلب ** همچو شمع سر بریده جمله شب
- Başı kesilmiş mum gibi bütün gece arayıp isteme yüzünden ağla, gözyaşları dök, yan dur.