-
سال دیگر آمد او دامنکشان ** هی کجا بودی به دریای خوشان
- Ertesi yıl eteğini sürüyerek gelir. Hey, neredesin? Dense “Hoşlar denizindeyim.
-
من نجس زینجا شدم پاک آمدم ** بستدم خلعت سوی خاک آمدم
- Ben burada pislendim, gittim. Temiz geldim. Elbiseler giyindim, toprağa ulaştım.
-
هین بیایید ای پلیدان سوی من ** که گرفت از خوی یزدان خوی من
- Ey kirliler, pisler, bana gelin. Çünkü, ben Allah huyu ile huylandım.
-
در پذیرم جملهی زشتیت را ** چون ملک پاکی دهم عفریت را 205
- Bütün kirliliğinizi kabul ederim, melek gibi, şeytana bile temizlik bağışlarım.
-
چون شوم آلوده باز آنجا روم ** سوی اصل اصل پاکیها رو
- Pislenince yine oraya giderim, temizliklerin aslının aslına varırım.
-
دلق چرکین بر کنم آنجا ز سر ** خلعت پاکم دهد بار دگر
- Kirli hırkamı orada başımdan çıkarırım, o, yine bana temiz bir elbise verir.
-
کار او اینست و کار من همین ** عالمآرایست رب العالمین
- Onun işi budur, benim işim de bu. Alemlerin Rabbi, alemi bezer süsler” der.
-
گر نبودی این پلیدیهای ما ** کی بدی این بارنامه آب را
- Bizim bu pisliklerimiz olmasaydı suya bu icazetname nereden verilirdi?
-
کیسههای زر بدزدید از کسی ** میرود هر سو که هین کو مفلسی 210
- Su, birisinden altın keseleri çalmış, nerede bir müflis diye her tarafa koşan birine benzer.
-
یا بریزد بر گیاه رستهای ** یا بشوید روی رو ناشستهای
- Yahut bitmiş otlara dökülür; yahut bir yüzü yunmamışın yüzünü yıkar.