-
حرص غالب بود و زر چون جان شده ** نعرهی عقل آن زمان پنهان شده
- Hırs üstün gelmişti, altın da can gibi sevgiliydi. Artık o anda aklın sesi duyulmaz olmuştu.
-
گشته صدتو حرص و غوغاهای او ** گشته پنهان حکمت و ایمای او 2060
- Hırsları şamataları bir iken yüz olmuştu. Aklın tedbir ve irşadı artık gizlenmişti.
-
تا که در چاه غرور اندر فتد ** آنگه از حکمت ملامت بشنود
- Nihayet aldanma kuyusuna düşecekler, o vakit hikmetin kınamasını duyacaklardı.
-
چون ز بند دام باد او شکست ** نفس لوامه برو یابید دست
- Tuzağın ipine dolaşıp gururu kırılınca nefsi levvamenin kınanmasını işiteceklerdi.
-
تا به دیوار بلا ناید سرش ** نشنود پند دل آن گوش کرش
- Bu çeşit adam, başını bela duvarına çarpmadıkça kulağı sağırdır, gönlün öğüdünü duymaz.
-
کودکان را حرص گوزینه و شکر ** از نصیحتها کند دو گوش کر
- Helva ve şeker hırsı çocukların iki kulağını sağır eder, öğütleri duymaz.
-
چونک دردت دنبلش آغاز شد ** در نصیحت هر دو گوشش باز شد 2065
- Fakat çıban çıkarmaya başladı mı kulakları açılır, öğütleri dinler.
-
حجره را با حرص و صدگونه هوس ** باز کردند آن زمان آن چند کس
- O birkaç kişi yüzlerce hırsla, yüzlerce hevesle odanın kapısını açtılar.
-
اندر افتادند از در ز ازدحام ** همچو اندر دوغ گندیده هوام
- Kokmuş ayrana üşüsen, ayranın içine düşen sinekler gibi birbirlerini çiğneyerek odaya girdiler.
-
عاشقانه در فتد با کر و فر ** خورد امکان نی و بسته هر دو پر
- Sinekler de ayrana debdebeyle ve koşa,koşa atılırlar ama içine düştüler mi içmelerine imkan bulunmaz, iki kanatları da ıslanır kala kalırlar.