-
تا که در چاه غرور اندر فتد ** آنگه از حکمت ملامت بشنود
- Nihayet aldanma kuyusuna düşecekler, o vakit hikmetin kınamasını duyacaklardı.
-
چون ز بند دام باد او شکست ** نفس لوامه برو یابید دست
- Tuzağın ipine dolaşıp gururu kırılınca nefsi levvamenin kınanmasını işiteceklerdi.
-
تا به دیوار بلا ناید سرش ** نشنود پند دل آن گوش کرش
- Bu çeşit adam, başını bela duvarına çarpmadıkça kulağı sağırdır, gönlün öğüdünü duymaz.
-
کودکان را حرص گوزینه و شکر ** از نصیحتها کند دو گوش کر
- Helva ve şeker hırsı çocukların iki kulağını sağır eder, öğütleri duymaz.
-
چونک دردت دنبلش آغاز شد ** در نصیحت هر دو گوشش باز شد 2065
- Fakat çıban çıkarmaya başladı mı kulakları açılır, öğütleri dinler.
-
حجره را با حرص و صدگونه هوس ** باز کردند آن زمان آن چند کس
- O birkaç kişi yüzlerce hırsla, yüzlerce hevesle odanın kapısını açtılar.
-
اندر افتادند از در ز ازدحام ** همچو اندر دوغ گندیده هوام
- Kokmuş ayrana üşüsen, ayranın içine düşen sinekler gibi birbirlerini çiğneyerek odaya girdiler.
-
عاشقانه در فتد با کر و فر ** خورد امکان نی و بسته هر دو پر
- Sinekler de ayrana debdebeyle ve koşa,koşa atılırlar ama içine düştüler mi içmelerine imkan bulunmaz, iki kanatları da ıslanır kala kalırlar.
-
بنگریدند از یسار و از یمین ** چارقی بدریده بود و پوستین
- Onlar da içeri girip sağa, sola bakındılar. Fakat odada bir yırtık çarıkla bir eski kürkten başka bir şey yoktu.
-
باز گفتند این مکان بینوش نیست ** چارق اینجا جز پی روپوش نیست 2070
- Tekrar burası boş olamaz. Bu çarık, işi gizlemek için konmuş.