باز گفتند این مکان بینوش نیست ** چارق اینجا جز پی روپوش نیست 2070
Tekrar burası boş olamaz. Bu çarık, işi gizlemek için konmuş.
هین بیاور سیخهای تیز را ** امتحان کن حفره و کاریز را
Keskin kazmalar getirelim de yeri kazalım dediler.
هر طرف کندند و جستند آن فریق ** حفرهها کردند و گوهای عمیق
Her tarafı kazdılar estiler. Delikler açtılar, derin,derin çukurlar kazdılar.
حفرههاشان بانگ میداد آن زمان ** کندههای خالییم ای کندگان
Çukurları kazarlarken o çukurlar, onlara, a kazıcılar, bizde bir şey yok diyordu.
زان سگالش شرم هم میداشتند ** کندهها را باز میانباشتند
Nihayet bir şey bulamayınca bu zandan utandılar, çukurları doldurmaya koyuldular.
بیعدد لا حول در هر سینهای ** مانده مرغ حرصشان بیچینهای 2075
Her biri sayısız Lahavle okumaktaydı. Tamah kuşları gıdasız kalmıştı.
زان ضلالتهای یاوهتازشان ** حفرهی دیوار و در غمازشان
Duvarın, kapının yarıkları, delikleri, onların o beyhude sapıklığına şahitti.
ممکن اندای آن دیوار نی ** با ایاز امکان هیچ انکار نی
Sanki duvar değildi, inkar edememeleri için Eyaz’ın huzurunda onlar aleyhinde birer tanıktı.
گر خداع بیگناهی میدهند ** حایط و عرصه گواهی میدهند
Suçsuz birisine bir töhmet atıldı mı duvar ve ören tanıklık verir.
باز میگشتند سوی شهریار ** پر ز گرد و روی زرد و شرمسار
Hasılı üstleri, basları tozla toprakla dolu, yüzleri sapsarı utanmış bir halde Padişahın huzuruna vardılar.
بازگشتن نمامان از حجرهی ایاز به سوی شاه توبره تهی و خجل همچون بدگمانان در حق انبیا علیهمالسلام بر وقت ظهور برائت و پاکی ایشان کی یوم تبیض وجوه و تسود وجوه و قوله تری الذین کذبوا علی الله وجوههم مسودة
Kovucuların, Eyaz'ın odasından torbaları boş, utanmış olarak Padişahın huzuruna gelmeleri, Nitekim "O gün bir gündür ki yüzler ağarır o gün, yüzler kararır" ve "Tanrıya yalan isnad edenleri görürsün ki yüzleri kapkara olmuş" ayetleri hükmünce peygamberlerin kötülükten ari ve tertemiz oldukları anlaşılınca onlar hakkında kötü düşüncelere saplananlar da utanırlar.