Kök, gizlice ürer, kök verir ama “Eseri, yüzlerinde görünür” yaprağı yemyeşildir.
آنچ خورد آن بیخ از زهر و ز قند ** نک منادی میکند شاخ بلند
Yücelmiş dal, o kökün zehirden, şekerden ne yediyse, yediklerini bağıra,bağıra ilan eder.
بیخ اگر بیبرگ و از مایه تهیست ** برگهای سبز اندر شاخ چیست
Kökte bir maya bir sermaye yoksa daldaki bu yeşil yapraklar nedir?
بر زبان بیخ گل مهری نهد ** شاخ دست و پا گواهی میدهد 2085
Toprak, kökün ağzını mühürlese bile el ve ayak dalları tanıklık verir.
آن امینان جمله در عذر آمدند ** همچو سایه پیش مه ساجد شدند
O emin adamlar, hep birden gölge gibi Padişahın huzurunda secde edip özür getirdiler.
عذر آن گرمی و لاف و ما و من ** پیش شه رفتند با تیغ و کفن
O kızgınlığın, o benlik davasının mazur görülmesini niyaz etmek için huzura kılıç ve kefenle gittiler.
از خجالت جمله انگشتان گزان ** هر یکی میگفت کای شاه جهان
Utançlarından her biri parmaklarını ısırıyorlardı. Her biri cihan padişahı diyordu.
گر بریزی خون حلالستت حلال ** ور ببخشی هست انعام و نوال
Kanımızı dökersen sana helaldir. Canımızı bağışlarsan bu da bir nimettir, bir lütuf ve ihsandır.
کردهایم آنها که از ما میسزید ** تا چه فرمایی تو ای شاه مجید 2090
Biz, bize layık olanı işledik. Artık ey ulu Padişah, sen ne buyruk yürütürsen yürüt.
گر ببخشی جرم ما ای دلفروز ** شب شبیها کرده باشد روز روز
Ey gönülleri aydınlatan Padişah, suçumuzu bağışlamazsan haklısın, bağışlarsan lütuf etmiş olursun. Geceleyin gece gibi hareket etmiş, gündüzün gündüz gibi hareket etmiş olursun.