Halimliğinin sakisi şarap dökmeseydi Şeytan, nereden Adem’le kavgaya girerdi?
گاه علم آدم ملایک را کی بود ** اوستاد علم و نقاد نقود
Meleklere bilgi belletildiği zaman Adem onların hocasıydı; paralarının ayarına bakan oydu.
چونک در جنت شراب حلم خورد ** شد ز یک بازی شیطان روی زرد 2105
Fakat cennette hilim şarabını içtiği için Şeytanın bir oyunu ile yüzü sarardı.
آن بلادرهای تعلیم ودود ** زیرک و دانا و چستش کرده بود
O bela, Tanrı belletmesinin incileriydi. Onu çabuk çevik bilgi sahibi yapmıştı.
باز آن افیون حلم سخت او ** دزد را آورد سوی رخت او
Yine Tanrının kuvvetli hilim afyonu, hırsız Şeytanı, onun eşyasına doğru sürmüş, getirmişti.
عقل آید سوی حلمش مستجیر ** ساقیم تو بودهای دستم بگیر
Akıl, sakim sensin, elimden tut diye onun hilmine gelir sığınır.
فرمودن شاه ایاز را کی اختیار کن از عفو و مکافات کی از عدل و لطف هر چه کنی اینجا صوابست و در هر یکی مصلحتهاست کی در عدل هزار لطف هست درج و لکم فی القصاص حیوة آنکس کی کراهت میدارد قصاص را درین یک حیات قاتل نظر میکند و در صد هزار حیات کی معصوم و محقون خواهند شدن در حصن بیم سیاست نمینگرد
Padişahın, Eyaz’a ister affet, ister mücazatta bulun.. Adalet ve lütuf bakımından hangisini yapsan doğrudur ve her birinde maslahatlar vardır. Adalette binlerce lütuf gizli olduğu gibi “Kısasta da sizin için hayat vardır. ” Bir kaatilin hayatı hususunda kısası hoş görmiyen, yalnız onun hayatına bakar, siyaset korkusuyla öyle bir iş yapmaktan çekinecek olan yüz binlerce masumun hayatına bakmaz.
کن میان مجرمان حکم ای ایاز ** ای ایاز پاک با صد احتراز
Ey Eyaz suçlulara hükmet. Ey tertemiz olan ve kötülüklerden yüzlerce defa sakınıp çekinen Eyaz!
گر دو صد بارت بجوشم در عمل ** در کف جوشت نیابم یک دغل 2110
Seni iki yüz kere kaynatıp sınasam sende yine bir hile bulamam.