-
بر من مسکین جفا دارند ظن ** که وفا را شرم میآید ز من 2140
- Bu yoksulun cefacı olduğunu sanıyorlardı. Halbuki, öyle vefalıyım ki vefa bile benim vefamı görür de utanır.
-
گر نبودی زحمت نامحرمی ** چند حرفی از وفا واگفتمی
- Mahrem olmayanlardan çekinmeseydim vefaya ait birkaç söz söylerdim.
-
چون جهانی شبهت و اشکالجوست ** حرف میرانیم ما بیرون پوست
- Alem şüpheci ve tutulacak bir yer arayıcı. Onun için bizde deriden hariç söz söyleyelim.
-
گر تو خود را بشکنی مغزی شوی ** داستان مغز نغزی بشنوی
- Kendini kırarsan iç olur, içe ait latif hikayeler duyarsın.
-
جوز را در پوستها آوازهاست ** مغز و روغن را خود آوازی کجاست
- Cevizin kabuğunda ses vardır ama içinde, yağında ses ne gezer.
-
دارد آوازی نه اندر خورد گوش ** هست آوازش نهان در گوش نوش 2145
- Onun da sesi vardır, vardır ama kulak duyamaz. Onun sesi, güzelim kulaktan gizlidir.
-
گرنه خوشآوازی مغزی بود ** ژغژغ آواز قشری کی شنود
- Yoksa için sesi pek güzeldir. Onu duyan, kabuğun şakırtısını dinler mi hiç?
-
ژغژغ آن زان تحمل میکنی ** تا که خاموشانه بر مغزی زنی
- Sen sükut ederek içi elde edesin diye o şakırtıya tahammül ediyorsun.
-
چند گاهی بیلب و بیگوش شو ** وانگهان چون لب حریف نوش شو
- Bir müddet dudaksız, kulaksız ol da sonra dudak gibi tatlı şeylere eş ol.
-
چند گفتی نظم و نثر و راز فاش ** خواجه یک روز امتحان کن گنگ باش
- Niceye bir nazım ve nesir söyleyecek, sırları açığa vuracaksın? Hocam, bir günceğiz de şunu sına, dilsiz ol bakalım.
-
حکایت در تقریر این سخن کی چندین گاه گفت ذکر را آزمودیم مدتی صبر و خاموشی را بیازماییم
- Bunca zamandır dedikoduyu sınadık, bir zaman da sükut etmeyi deneyelim.