-
شوی خود را دید قایم در نماز ** در گمان افتاد زن زان اهتزاز 2200
- Kocasını da namaz da görünce bu halden şüphelendi.
-
شوی را برداشت دامن بیخطر ** دید آلودهی منی خصیه و ذکر
- Derhal kocasının eteğini kaldırdı. Bir de ne görsün? Aleti ve hayaları, meni içinde.
-
از ذکر باقی نطفه میچکید ** ران و زانو گشت آلوده و پلید
- Aletinden arta kalan meni damlamada, baldırı dizi pislik içinde.
-
بر سرش زد سیلی و گفت ای مهین ** خصیهی مرد نمازی باشد این
- Başına vurdu da dedi ki: A adi herif, namaz kılan adamın hayaları böyle mi olur?
-
لایق ذکر و نمازست این ذکر ** وین چنین ران و زهار پر قذر
- Şu alet, bu çeşit pislik içinde bulunan but ve kasık, Tanrıyı anmaya ve namaza layık mıdır?
-
نامهی پر ظلم و فسق و کفر و کین ** لایقست انصاف ده اندر یمین 2205
- Sen de insaf et, zulümle, kötülükle, küfür ve kinle dolu olan amel defteri sağ yandan verilmeye değer mi?
-
گر بپرسی گبر را کین آسمان ** آفریدهی کیست وین خلق و جهان
- Kafire de bu gökyüzünü, şu halkı ve alemi kim yarattı? Diye sorsan,
-
گوید او کین آفریدهی آن خداست ** که آفرینش بر خداییاش گواست
- Der ki: Tanrı yarattı. Yaratmak, Tanrıya layıktır.
-
کفر و فسق و استم بسیار او ** هست لایق با چنین اقرار او
- Fakat onun küfrü, bir hayli kötülüğü ve sitemi, bu çeşit ikrarla bir araya gelir mi?
-
هست لایق با چنین اقرار راست ** آن فضیحتها و آن کردار کاست
- O kötü ve çirkin hareketler, o noksan işler, bu çeşit bir ikrarla bir araya sığar mı?