در میان یارب و یارب بد او ** بانگ آمد از میان جست و جو
O yarabbi yarabbi derken birden, inciyi arayanların sesi duyuldu:
نوبت جستن رسیدن به نصوح و آواز آمدن که همه را جستیم نصوح را بجویید و بیهوش شدن نصوح از آن هیبت و گشاده شدن کار بعد از نهایت بستگی کماکان یقول رسول الله صلی الله علیه و سلم اذا اصابه مرض او هم اشتدی ازمة تنفرجی
Arama nöbetinin Nasuh'a gelmesi ve "Herkesi aradık, Nasuh'u da arayın" denmesi, Nasuh'un korkudan kendisinden geçişi, Tanrı elçisinin - Tanrı ona rahmet ve esenlikler versin - bir hastalığa, yahut sıkıntıya uğradığı vakit "Şiddetten, açılır, savuşursun" buyurduğu gibi Nasuh'un da o şiddetten kurtuluşu.
جمله را جستیم پیش آی ای نصوح ** گشت بیهوش آن زمان پرید روح
Herkesi aradık, ey Nasuh, sen gel. Bu sesi duyar duymaz, Nasuh kendisinden geçti, âdeta bedeninden ruhu uçtu.
همچو دیوار شکسته در فتاد ** هوش و عقلش رفت شد او چون جماد
Harap duvar gibi çöküverdi. Aklı fikri gitti, cansız bir hal aldı.
چونک هوشش رفت از تن بیامان ** سر او با حق بپیوست آن زمان 2275
Bedeninden amansız bir halde aklı gidince sırrı, derhal Tanrı'ya ulaştı.
چون تهی گشت و وجود او نماند ** باز جانش را خدا در پیش خواند
Bomboş bir hale geldi, varlığı kalmadı. Tanrı, bir doğan kuşuna benziyen canını, huzuruna çağırdı.
چون شکست آن کشتی او بیمراد ** در کنار رحمت دریا فتاد
Muratsız gemisi kırılınca rahmet denizinin kıyısına düştü.
جان به حق پیوست چون بیهوش شد ** موج رحمت آن زمان در جوش شد
Akılsız, fikirsiz bir hale gelince canı, Hakk'a ulaştı. İşte o zaman rahmet denizi coştu.
چون که جانش وا رهید از ننگ تن ** رفت شادان پیش اصل خویشتن
Canı, beden ayıbından kurtulunca sevine sevine aslına gitti.
جان چو باز و تن مرورا کندهای ** پای بسته پر شکسته بندهای 2280
Can, doğan kuşuna benzer, ten ona tuzaktır. O, beden tuzağına ayağı bağlı, kanadı kırık bir halde düşüp kalmıştır.
چونک هوشش رفت و پایش بر گشاد ** میپرد آن باز سوی کیقباد
Fakat aklı, fikri gidince ayağı açıldı. Artık o doğan kuşu, Keykubad'a uçar gider.