-
نه که مخلوق توم گیرم خرم ** از چه زار و پشت ریش و لاغرم
- Tutalım eşeğim, senin mahlûkun değil miyim? Neden böyle perişanım, neden sırtım yaralı, neden zayıfım?
-
شب ز درد پشت و از جوع شکم ** آرزومندم به مردن دم به دم
- Geceleri arkamın acısından, karnımın acılığından her an ölümümü istiyorum,
-
حال این اسپان چنین خوش با نوا ** من چه مخصوصم به تعذیب و بلا
- Bu atların halleri böyle mükemmel. Peki, neden azap ve belâ, yalnız bana mahsus?
-
ناگهان آوازهی پیگار شد ** تازیان را وقت زین و کار شد 2375
- Derken ansızın savaş koptu. Arap atlarına eğerleri vurup savaşa sürdüler.
-
زخمهای تیر خوردند از عدو ** رفت پیکانها دریشان سو به سو
- Onlar, düşmandan oklar yediler. Her yanlarına temrenler sapladı.
-
از غزا باز آمدند آن تازیان ** اندر آخر جمله افتاده ستان
- Savaştan geri dönüp hepsi de perişan bir halde ahıra düştüler.
-
پایهاشان بسته محکم با نوار ** نعلبندان ایستاده بر قطار
- Ayakları sağlam iplerle mükemmel bağlandı. Nalbantlar sıra sıra dizildi.
-
میشکافیدند تنهاشان بنیش ** تا برون آرند پیکانها ز ریش
- Hançerlerle bedenlerini yarıyor, yaralardan temrenleri çıkarıyorlardı.
-
آن خر آن را دید و میگفت ای خدا ** من به فقر و عافیت دادم رضا 2380
- Eşek bunları görünce dedi ki: Yarabbi, ben yoksullukla süregeldiğim şu afiyete razıyım.
-
زان نوا بیزارم و زان زخم زشت ** هرکه خواهد عافیت دنیا بهشت
- O gıdadan da bizarım, o çirkin yaradan da. Afiyet dileyen, dünyayı terk eder.
-
ناپسندیدن روباه گفتن خر را کی من راضیم به قسمت
- Eşeğin, ben kısmetime razıyım deyip tilkinin sözünü beğenmemesi