-
وابتغوا من فضل الله است امر ** تا نباید غصب کردن همچو نمر
- Tanrı "Allah'ın ihsanını dileyin" diye emretti. Kaplan gibi kaçmak caiz değildir.
-
گفت پیغامبر که بر رزق ای فتی ** در فرو بستهست و بر در قفلها 2385
- Peygamber, rızık için "Kapısı bağlıdır, kapısında da kilit var" buyurmuştur.
-
جنبش و آمد شد ما و اکتساب ** هست مفتاحی بر آن قفل و حجاب
- O kilidin anahtarı bizim hareketimiz, gelip gitmemiz ve kazancımızdır.
-
بیکلید این در گشادن راه نیست ** بیطلب نان سنت الله نیست
- Bu kapının anahtarsız açılmasına yol yok. İstemeden ekmek vermek, Tanrının âdeti değildir.
-
جواب گفتن خر روباه را
- Tilkiye eşeğin cevap vermesi
-
گفت از ضعف توکل باشد آن ** ورنه بدهد نان کسی که داد جان
- Eşek, o senin dediğin Tanrı'ya dayanmanın zayıflığından. Yoksa can veren, ekmek de verir.
-
هر که جوید پادشاهی و ظفر ** کم نیاید لقمهی نان ای پسر
- Padişahlık ve zafer istiyen kişiye ekmek lokması az gelmez oğlum.
-
دام و دد جمله همه اکال رزق ** نه پی کسپاند نه حمال رزق 2390
- Tuzak kurup av avlıyanlarla yırtıcı canavarların hepsi rızık yemede. Bunlar, ne kazanç peşinde dolaşırlar, ne de rızık kazanmaya çalışırlar.
-
جمله را رزاق روزی میدهد ** قسمت هر یک به پیشش مینهد
- Rızık verici Tanrı, herkese kısmetini vermededir. Herkesin kısmetini, önüne koymadadır.
-
رزق آید پیش هر که صبر جست ** رنج کوششها ز بیصبری تست
- Kim sabrederse rızkı gelir yetişir. Çalışıp çabalama zahmetine düşmen senin sabırsızlığındandır dedi.
-
جواب گفتن روبه خر را
- Tilkinin eşeğe cevabı
-
گفت روبه آن توکل نادرست ** کم کسی اندر توکل ماهرست
- Tilki dedi ki: Tanrı'ya dayanma, nadir bulunur. Bu dayanmada mahir olanlar, pek az kimselerdir.