English    Türkçe    فارسی   

5
2456-2465

  • آب را بستود و او تایق نبود  ** رخ درید و جامه او عاشق نبود 
  • Suyu övdü, fakat iştiyakı yoktu. Yüzünü, elbisesini yırttı, fakat âşık değildi.
  • از منافق عذر رد آمد نه خوب  ** زانک در لب بود آن نه در قلوب 
  • Münafıkın özrü kabul edilmez. Çünkü o özür, dudağındadır, kalbinde değil.
  • بوی سیبش هست جزو سیب نیست  ** بو درو جز از پی آسیب نیست 
  • Elma kokusuna sahiptir ama elmaya değil. O koku, onda ancak zarar vermek için vardır.
  • حمله‌ی زن در میان کارزار  ** نشکند صف بلک گردد کارزار 
  • Bütün kadınlar, savaşta saf yarmazlar, feryat ve figan ederler.
  • گرچه می‌بینی چو شیر اندر صفش  ** تیغ بگرفته همی‌لرزد کفش  2460
  • Onu saf içinde aslan gibi görürsün, eline kılıcını almıştır ama eli titrer durur.
  • وای آنک عقل او ماده بود  ** نفس زشتش نر و آماده بود 
  • Vay aklı dişi, kötü ve çirkin nefsi erkek ve atılmaya hazır olana!
  • لاجرم مغلوب باشد عقل او  ** جز سوی خسران نباشد نقل او 
  • Nihayet onun aklı alt olur. Ziyandan başka bir yere göçemez.
  • ای خنک آن کس که عقلش نر بود  ** نفس زشتش ماده و مضطر بود 
  • Ne mutlu aklı erkek olana, çirkin nefsi dişi ve âciz bulunana!
  • عقل جزوی‌اش نر و غالب بود  ** نفس انثی را خرد سالب بود 
  • Cüzi aklı, erkek ve üst olursa dişi nefsini aklı, alt eder.
  • حمله‌ی ماده به صورت هم جریست  ** آفت او هم‌چو آن خر از خریست  2465
  • Görünüşte dişinin saldırması da kuvvetlidir ama onun ziyanı, o eşek gibi, eşekliğindendir.