-
تا به نزدیکم نیاید خر تمام ** من نجنبم خفته باشم در قوام 2580
- Eşek tamamiyle bana yaklaşmadıkça yerimden bile kımıldamam. Kendimi öylece uyur gösteririm.
-
رفت روبه گفت ای شه همتی ** تا بپوشد عقل او را غفلتی
- Tilki yola düştü. "Aman padişahım, sen bana. himmet et de aklını bir gaflet bürüsün.
-
توبهها کردست خر با کردگار ** که نگردد غرهی هر نابکار
- Eşek, her kötü kişiye kanmamak için Tanrı'ya? tövbeler etmiştir.
-
توبههااش را به فن بر هم زنیم ** ما عدوی عقل و عهد روشنیم
- Onun tövbelerini hilelerimle bozayım. Biz, aklın ve aydın ahdin düşmanıyız.
-
کلهی خر گوی فرزندان ماست ** فکرتش بازیچهی دستان ماست
- Eşek başı, çocuklarımızın topudur, eşek fikri, elimizin oyuncağı!" diyordu.
-
عقل که آن باشد ز دوران زحل ** پیش عقل کل ندارد آن محل 2585
- Zühal yıldızının devrinden meydana gelen aklın, aklı küll'e karşı ne değeri vardır?
-
از عطارد وز زحل دانا شد او ** ما ز داد کردگار لطفخو
- O akıl, Utarit'le Zühal'den feyiz alır, bilgi sahibi olur. Bizse sıfatı lütuf ve ihsan olan Tanrı kereminden feyiz alır, bilgi sahibi oluruz.
-
علم الانسان خم طغرای ماست ** علم عند الله مقصدهای ماست
- Turamızın kıvrımı, "Tanrı, insana bilgi öğretti" âyetidir. Maksatlarımız, Tanrı indindeki bilgidir.
-
تربیهی آن آفتاب روشنیم ** ربی الاعلی از آن رو میزنیم
- O aydın güneş, bizi terbiye etmiştir. O yüzden "Rabbim, yücelerin yücesidir" der dururuz.
-
تجربه گر دارد او با این همه ** بشکند صد تجربه زین دمدمه
- Tilki, eşek hilemizi sınadıysa da bununla bera-berbu hileye yüzlerce sınamayı unutur gider.