عقل که آن باشد ز دوران زحل ** پیش عقل کل ندارد آن محل 2585
Zühal yıldızının devrinden meydana gelen aklın, aklı küll'e karşı ne değeri vardır?
از عطارد وز زحل دانا شد او ** ما ز داد کردگار لطفخو
O akıl, Utarit'le Zühal'den feyiz alır, bilgi sahibi olur. Bizse sıfatı lütuf ve ihsan olan Tanrı kereminden feyiz alır, bilgi sahibi oluruz.
علم الانسان خم طغرای ماست ** علم عند الله مقصدهای ماست
Turamızın kıvrımı, "Tanrı, insana bilgi öğretti" âyetidir. Maksatlarımız, Tanrı indindeki bilgidir.
تربیهی آن آفتاب روشنیم ** ربی الاعلی از آن رو میزنیم
O aydın güneş, bizi terbiye etmiştir. O yüzden "Rabbim, yücelerin yücesidir" der dururuz.
تجربه گر دارد او با این همه ** بشکند صد تجربه زین دمدمه
Tilki, eşek hilemizi sınadıysa da bununla bera-berbu hileye yüzlerce sınamayı unutur gider.
بوک توبه بشکند آن سستخو ** در رسد شومی اشکستن درو 2590
Belki o gevşek huylu tövbesini bozar da bunun seyyiesine uğrar demekteydi.
در بیان آنک نقض عهد و توبه موجب بلا بود بلک موجب مسخ است چنانک در حق اصحاب سبت و در حق اصحاب مایدهی عیسی و جعل منهم القردة و الخنازیر و اندرین امت مسخ دل باشد و به قیامت تن را صورت دل دهند نعوذ بالله
Aht ve tövbeyi bozmak, insanı belâya uğratır. Hattâ çarpar. Nitekim cumartesi günleri, iş işlememeye memur olan yahudilerle İsa'nın maidesini yiyenler hakkında "Onları çarpıp maymun ve domuz haline getirdik" dendi. Bu ümmette, gönül çarpılır, kıyametteyse bedene gönlün suretini verirler.
نقض میثاق و شکست توبهها ** موجب لعنت شود در انتها
Ahdi, tövbeyi bozmak, sonunda insanı lanete uğratır.
نقض توبه و عهد آن اصحاب سبت ** موجب مسخ آمد و اهلاک و مقت
Cumartesi günlerinde iş işlememeye memur olan Yahudiler, tövbelerini bozdular da çarpılıp helak oldular.