- 
		   پس بیامد زود روبه سوی خر  ** گفت خر از چون تو یاری الحذر    2600
- Tilki, çabucak eşeğin yanına geldi. Eşek, senin gibi dosttan çekinmek gerek.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    ناجوامردا چه کردم من ترا  ** که به پیش اژدها بردی مرا 
- A adam olmayan dedi, ben sana ne yaptım da beni ejderhanın yanına götürdün?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    موجب کین تو با جانم چه بود  ** غیر خبث جوهر تو ای عنود 
- Bana kinlenmene sebep neydi? Yaradılışlıdaki kötülükten başka ne sebep vardı buna a inatçı?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    همچو کزدم کو گزد پای فتی  ** نارسیده از وی او را زحمتی 
- Ona hiçbir eziyet vermediği, dokunmadığı halde gencin ayağını sokan akrep gibi hani.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    یا چو دیوی کو عدوی جان ماست  ** نارسیده زحمتش از ما و کاست 
- Yahut da bizden kendisine bir kötülük gelmediği halde can düşmanımız olan Şeytan gibi.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   بلک طبعا خصم جان آدمیست  ** از هلاک آدمی در خرمیست    2605
- Şeytan, tabiatı bakımından insana düşmandır. İnsanın helak oluşuna sevinir.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    از پی هر آدمی او نسکلد  ** خو و طبع زشت خود او کی هلد 
- O, her an adamın peşine düşer, bir türlü bırakmaz. Huyunu, çirkin tabiatını bırakır mı hiç.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    زانک خبث ذات او بیموجبی  ** هست سوی ظلم و عدوان جاذبی 
- Çünkü onun içindeki kötülük, sebep yokken onu zulme, düşmanlığa çeker.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    هر زمان خواند ترا تا خرگهی  ** که در اندازد ترا اندر چهی 
- Her an, seni bir kuyuya atmak için bir otağa çağırır.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    که فلان جا حوض آبست و عیون  ** تا در اندازد به حوضت سرنگون 
- Baş aşağı havuza yuvarlamak için filân yerde bir havuz var, dereler akıyor der durur.