-
گفت یزدان ما علی الاعمی حرج ** کی نهد بر کس حرج رب الفرج 2970
- Tanrı, "Köre teklif yok" dedi. Hiç güçlükleri açan Tanrı, kimseyi güce sokar mı?
-
کس نگوید سنگ را دیر آمدی ** یا که چوبا تو چرا بر من زدی
- Kimse taşa geç geldin, yahut sopaya neden bana vurdun demez.
-
این چنین واجستها مجبور را ** کس بگوید یا زند معذور را
- Mecbur olandan böyle şeyler aranmayacağı gibi özürlüye de kimse bu çeşit sözler söylemez, vurup dövmez.
-
امر و نهی و خشم و تشریف و عتاب ** نیست جز مختار را ای پاکجیب
- Ey yeni, yakası temiz kişi, emir, nehiy, öfke, lütuf ve azarlama, ancak ihtiyacı olanadır.
-
اختیاری هست در ظلم و ستم ** من ازین شیطان و نفس این خواستم
- Zulümde de ihtiyarımız vardır, sitemde de. Ben, bu Şeytanla nefisten bunu kastettim.
-
اختیار اندر درونت ساکنست ** تا ندید او یوسفی کف را نخست 2975
- İhtiyar, senin içindedir. O, bir Yusuf görmedikçe elini uzatamaz.
-
اختیار و داعیه در نفس بود ** روش دید آنگه پر و بالی گشود
- İhtiyar ve dilek, nefistedir. Dilediği şeyin yüzünü görür de ondan sonra kol kanad açar.
-
سگ بخفته اختیارش گشته گم ** چون شکنبه دید جنبانید دم
- Köpek uyumuş ama ihtiyarı kayboldu sanma. İşkembeyi gördü mü kuyruğunu sallamaya başlar.
-
اسپ هم حو حو کند چون دید جو ** چون بجنبد گوشت گربه کرد مو
- At da arpa gördü mü kişnemeye koyulur; kedi de etin oynadığını görünce miyavlamaya başlar.
-
دیدن آمد جنبش آن اختیار ** همچو نفخی ز آتش انگیزد شرار
- İhtiyarın harekete gelmesine sebep görüştür, ateşten kıvılcım çıkaranın körük olduğu gibi.