-
وآن فرشته خیرها بر رغم دیو ** عرضه دارد میکند در دل غریو
- Melekler de Şeytanın inadına gönlüne feryatlar salar.
-
تا بجنبد اختیار خیر تو ** زانک پیش از عرضه خفتست این دو خو
- Bu suretle hayra olan ihtiyarını harekete getirmek ister. Çünkü bu göstermeden önce sende şu iki huy da uykudadır.
-
پس فرشته و دیو گشته عرضهدار ** بهر تحریک عروق اختیار
- Şu halde ihtiyar damarlarını harekete getirmek için melek de sana yapılacak şeyleri gösterir, Şeytan da.
-
میشود ز الهامها و وسوسه ** اختیار خیر و شرت ده کسه 2985
- Sendeki hayır ve şer ihtiyarı, ilham ve vesveselerle birken on olur, on kişinin ihtiyarına sahip olursun.
-
وقت تحلیل نماز ای با نمک ** زان سلام آورد باید بر ملک
- A tatlı adam, namazın dışındaki işlerin helâl olması için namazdan çıkarken meleklere selâm vermek gerektir.
-
که ز الهام و دعای خوبتان ** اختیار این نمازم شد روان
- Bu selâm, sizin güzel ilhamınız ve duanız yüzünden ihtiyarımla şu namazı kıldım demektir.
-
باز از بعد گنه لعنت کنی ** بر بلیس ایرا کزویی منحنی
- Suçtan sonra da tutar, İblise lanet edersin. Çünkü bu eğriliğe onun yüzünden düştün.
-
این دو ضد عرضه کنندهت در سرار ** در حجاب غیب آمد عرضهدار
- Şeytanla melek, gayıp perdesi ardında gizlice bu kötülükle iyiliği sana gösterir.
-
چونک پردهی غیب برخیزد ز پیش ** تو ببینی روی دلالان خویش 2990
- Fakat gözünün önünden gayıp perdesi kalktı mı seni hayıra, şerre sevk edenlerin yüzlerini görürsün.
-
وآن سخنشان وا شناسی بیگزند ** که آن سخنگویان نهان اینها بدند
- Onların sözlerinden, gizlice söz söyleyenlerin bunlar olduğunu tanırsın.