- 
		    عقل حیوانی چو دانست اختیار  ** این مگو ای عقل انسان شرم دار 
- Hayvani olan akıl bile ihtiyarı biliyor.Artık sen ey insani akıl, utan da ihtiyar yoktur deme. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   روشنست این لیکن از طمع سحور  ** آن خورنده چشم میبندد ز نور    3055
- İhtiyar, apaydın meydandadır ama o obur, sahur yemeği tamahiyle gözünü nurdan kapar.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چونک کلی میل او نان خوردنیست  ** رو به تاریکی نهد که روز نیست 
- Çünkü onun bütün meyli, ekmek yemeyedir, bunun için yüzünü karanlığa tutar da daha gündüz olmadı der.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    حرص چون خورشید را پنهان کند  ** چه عجب گر پشت بر برهان کند 
- Hırs, gündüzü bile gizledikten sonra artık delile sırtını çevirirse şaşılmaz.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	       
		  
		  - 
		  حکایت هم در بیان تقریر اختیار خلق و بیان آنک تقدیر و قضا سلب کنندهی اختیار نیست 
- Halkın ihtiyarına ve kaza ve kaderin ihtiyarıgidermeyeceğine dair hikâye
 
	      
	       
	      
	       
	      
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    گفت دزدی شحنه را کای پادشاه  ** آنچ کردم بود آن حکم اله 
- Bir hırsız, şahneye dedi ki: Efendim, yaptığım i}, Tanrı takdiri.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    گفت شحنه آنچ من هم میکنم  ** حکم حقست ای دو چشم روشنم 
- Şahne dedi ki:A iki gözümün nuru, benim yaptığım da Tanrının hikmeti, Tanrı'nın takdiri! 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   از دکانی گر کسی تربی برد  ** کین ز حکم ایزدست ای با خرد    3060
- Birisi bir dükkândan bir turp çalsa da a akilli kişi, bu Tanrı takdiri dese,
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    بر سرش کوبی دو سه مشت ای کره  ** حکم حقست این که اینجا باز نه 
- Başına iki üç yumruk vurur da bu da Tanrı takdiri dersin, koy turpu yerine!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    در یکی تره چو این عذر ای فضول  ** مینیاید پیش بقالی قبول 
- A herzevekil, bir nebat hususunda bakkal bile bu gadri kabul etmiyor da,
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چون بدین عذر اعتمادی میکنی  ** بر حوالی اژدهایی میتنی 
- Sen buna nasıl güveniyor, ejderhanın çevresinde dönüp dolaşıyorsun?