English    Türkçe    فارسی   

5
3186-3195

  • حکم او بر دیو باشد نه ملک  ** رنج در خاکست نه فوق فلک 
  • Süleyman'ın hükmü, meleğe değildir .Şeytanadır.Eziyet,zahmet,topraktadır,gökte değil.
  • ترک کن این جبر را که بس تهیست  ** تا بدانی سر سر جبر چیست 
  • Bu cebir inanışını bırak, pek boştur bu inanış. Bu inanışı bırak da cebrin sırrının sırrı nedir, anla.
  • ترک کن این جبر جمع منبلان  ** تا خبر یابی از آن جبر چو جان 
  • Bütün tembellerin malı olan şu cebri bırak da can gibi olan o cebirden bir haber al.
  • ترک معشوقی کن و کن عاشقی  ** ای گمان برده که خوب و فایقی 
  • Mâşukluğu bırak da âşık ol ey güzel ve üstün olduğunu sanan!...
  • ای که در معنی ز شب خامش‌تری  ** گفت خود را چند جویی مشتری  3190
  • Sen mânada geceden de dilsiz, sessizsin, öyle olduğu halde sözüne niceye bir müşteri arıyacaksın?
  • سر بجنبانند پیشت بهر تو  ** رفت در سودای ایشان دهر تو 
  • Onlar, senin önünde sana aş sallayıp dururlar, ömrün, onların sevdasiyle geçti gitti.
  • تو مرا گویی حسد اندر مپیچ  ** چه حسد آرد کسی از فوت هیچ 
  • Bana hasetten kıvranma diyorsun ama adam, bir hiçi kaybetti diye haset eder mi hiç?
  • هست تعلیم خسان ای چشم‌شوخ  ** هم‌چو نقش خرد کردن بر کلوخ 
  • Aşağılık kişilerin bir şey öğretmesi toprak parçasına nakışlar yapmaya benzer a aç gözlü!
  • خویش را تعلیم کن عشق و نظر  ** که آن بود چون نقش فی جرم الحجر 
  • Kendine aşkı ve bakışı öğret.Bu bilgi,taşa kazılan nakış gibidir.
  • نفس تو با تست شاگرد وفا  ** غیر فانی شد کجا جویی کجا  3195
  • Nefsin sana bir vefa şakirdidir. Başka her şey yok oldu. Sen nerede ne arıyorsun ki?