-
سر بجنبانند پیشت بهر تو ** رفت در سودای ایشان دهر تو
- Onlar, senin önünde sana aş sallayıp dururlar, ömrün, onların sevdasiyle geçti gitti.
-
تو مرا گویی حسد اندر مپیچ ** چه حسد آرد کسی از فوت هیچ
- Bana hasetten kıvranma diyorsun ama adam, bir hiçi kaybetti diye haset eder mi hiç?
-
هست تعلیم خسان ای چشمشوخ ** همچو نقش خرد کردن بر کلوخ
- Aşağılık kişilerin bir şey öğretmesi toprak parçasına nakışlar yapmaya benzer a aç gözlü!
-
خویش را تعلیم کن عشق و نظر ** که آن بود چون نقش فی جرم الحجر
- Kendine aşkı ve bakışı öğret.Bu bilgi,taşa kazılan nakış gibidir.
-
نفس تو با تست شاگرد وفا ** غیر فانی شد کجا جویی کجا 3195
- Nefsin sana bir vefa şakirdidir. Başka her şey yok oldu. Sen nerede ne arıyorsun ki?
-
تا کنی مر غیر را حبر و سنی ** خویش را بدخو و خالی میکنی
- Başkalarını bilgi sahibi ediyor, yüceltiyor, fakat kendini kötü huylu ve bomboş bir hale sokuyorsun.
-
متصل چون شد دلت با آن عدن ** هین بگو مهراس از خالی شدن
- Gönlün,o cennete dolaştı mi,o kaynakla birleşti mi artık kendine gel, boşalmadan korkma.
-
امر قل زین آمدش کای راستین ** کم نخواهد شد بگو دریاست این
- Tanrı, ey doğru özlü Peygamber, söyle dedi. Çünkü bu,denizdir,söyle,azalmaz.
-
انصتوا یعنی که آبت را بلاغ ** هین تلف کم کن که لبخشکست باغ
- Yine "Susun ve dinleyin" dendi. Yani kendinize gelin, suyunuzu telef etmeyin, bağ susuzdur.
-
این سخن پایان ندارد ای پدر ** این سخن را ترک کن پایان نگر 3200
- Babacığım, bu sözün sonu gelmez. Bu sözü bırak da sonuna bak.