-
کوزه میبینی ولیکن آب شراب ** روی ننماید به چشم ناصواب
- Testiyi görüyorsun ama o şarap,doğru olmayan göze görünmez.
-
قاصرات الطرف باشد ذوق جان ** جز به خصم خود بنماید نشان
- Can zevki,ehlinden başkasını bakmaz,hısmından başkasına nişane vermez.
-
قاصرات الطرف آمد آن مدام ** وین حجاب ظرفها همچون خیام
- O şarap,ehlinden başkasını görmez.Şu zarf hicapleriyse onu gizliyen çadırlara benzer.
-
هست دریا خیمهای در وی حیات ** بط را لیکن کلاغان را ممات
- O deniz,bir çadırdır ki onun içinde kaz yaşar.Fakat kuzgunlar ölürler.
-
زهر باشد مار را هم قوت و برگ ** غیر او را زهر او دردست و مرگ 3295
- Zehir,yılana gıdadır,azıktır.Ondan başkasınaysa yılanın zehiri,derttir,ölümdür.
-
صورت هر نعمتی و محنتی ** هست این را دوزخ آن را جنتی
- Her nimetin,her mihnetin suresi,bana cennettir,ona cehennem.
-
پس همه اجسام و اشیا تبصرون ** واندرو قوتست و سم لاتبصرون
- Şu halde gördüğünüz bütün cisimlerle bütün eşyada hem gıda vardır,hem zehir,fakat siz görmezsiniz.
-
هست هر جسمی چو کاسه و کوزهای ** اندرو هم قوت و هم دلسوزهای
- Her cisim,bir kaseye,bir testiye benzer.Onda hem gıda vardır,hem gönül yakıcı bir hassa.
-
کاسه پیدا اندرو پنهان رغد ** طاعمش داند کزان چه میخورد
- Kase meydandadır,içindeki gıda gizli.O kaseden ne yediğini,yalnız yiyen bilir.
-
صورت یوسف چو جامی بود خوب ** زان پدر میخورد صد بادهی طروب 3300
- Yusuf'un sureti,güzel bir kadehti.Babası o kadehten yüzlerce neşe şarabı içerdi.