-
مصطفی را هجر چون بفراختی ** خویش را از کوه میانداختی 3535
- Mustafa'yı ayrılık derdi kapladı, daraldı mı, kendisini dağdan atmaya kalkardı.
-
تا بگفتی جبرئیلش هین مکن ** که ترا بس دولتست از امر کن
- Cebrail, sakın yapma. Kün emrinde sana nice devletler takdir edilmiştir deyince,
-
مصطفی ساکن شدی ز انداختن ** باز هجران آوریدی تاختن
- Yatışır, kendini atmaktan vazgeçerdi. Sonra yine ayrılık derdi gelip çattı mı,
-
باز خود را سرنگون از کوه او ** میفکندی از غم و اندوه او
- Yine gamdan, dertten bunaldı mı kendisini dağdan aşağı atmak isterdi.
-
باز خود پیدا شدی آن جبرئیل ** که مکن این ای تو شاه بیبدیل
- Bu sefer Cebrail görünür, ey eşi olmayan Padişah, yapma bunu derdi.
-
همچنین میبود تا کشف حجاب ** تا بیابید آن گهر را او ز جیب 3540
- Hicap keşfedilip de o inciyi koynunda buluncaya kadar bu haldeydi.
-
بهر هر محنت چو خود را میکشند ** اصل محنتهاست این چونش کشند
- Halk, her çeşit mihnetten ötürü kendini öldürüp dururken mihnetlerin aslı olan bu ayrılığı nasıl çeksin?
-
از فدایی مردمان را حیرتیست ** هر یکی از ما فدای سیرتیست
- Halk, canını feda edene şaşar. Fakat bizim her birimiz fedayi huyluyuz.
-
ای خنک آنک فدا کردست تن ** بهر آن کارزد فدای آن شدن
- Ne mutlu o kişiye ki bedenini, feda edilmeye değer bir dosta feda etmiştir.
-
هر یکی چونک فدایی فنیست ** کاندر آن ره صرف عمر و کشتنیست
- Herkes, bir fennin, bir sanatın fedaisidir. Ömrünü o yolda sarf eder, ölüp gider.