-
جای دیگر سود دارد عادتت ** ناگهان روزی بر آید حاجتت
- Başka yerlerde de böyle hareket edersin ve bir gün birdenbire muhtaç olduğun şeye erişiverirsin.
-
فکرتی کز شادیت مانع شود ** آن به امر و حکمت صانع شود
- Neşene mâni olan düşünce, Tann'nın emriyle, Tanrı'nın hikmetiyle gelir.
-
تو مخوان دو چار دانگش ای جوان ** بوک نجمی باشد و صاحبقران
- Sen ona felâket deme delikanlım. Belki bir yıldızdır, belki kutluluk kıranındadır.
-
تو مگو فرعیست او را اصل گیر ** تا بوی پیوسته بر مقصود چیر
- Sen ona feri deme, asıl tut da onunla daima maksadına eriş,'üstün çık.
-
ور تو آن را فرع گیری و مضر ** چشم تو در اصل باشد منتظر 3705
- Onu fer'i sayar, muzır tutarsan gözün, aslı gözler durur.
-
زهر آمد انتظارش اندر چشش ** دایما در مرگ باشی زان روش
- Halbuki bekleyiş, çeşnide zehirdir âdeta. Bu gidişle daima ölüm halinde kalırsın.
-
اصل دان آن را بگیرش در کنار ** بازره دایم ز مرگ انتظار
- Onu asıl bil, kucakla da bekleyiş ölümünden kurtul.
-
نواختن سلطان ایاز را
- Padişahın, Eyaz'a iltifatı
-
ای ایاز پر نیاز صدقکیش ** صدق تو از بحر و از کوهست بیش
- Ey doğru özlü, daima yalvarıp yakarmada olan Eyaz, doğruluğun, denizden de artıktır, dağdan da!
-
نه به وقت شهوتت باشد عثار ** که رود عقل چو کوهت کاهوار
- Ne istek zamanı bir hataya düşüyorsun, dağ gibi aklın saman gibi uçuyor..
-
نه به وقت خشم و کینه صبرهات ** سست گردد در قرار و در ثبات 3710
- Ne öfke ve kin zamanı sabrın gevşeyip karar ve sebatını terk ediyor!