-
حجتش اینست گوید هر دمی ** گر بدی چیزی دگر هم دیدمی 3930
- Ahireti inkâr edenin delili, her an ancak şudur: Eğer başka bir âlem olsaydı onu görürdük.
-
گر نبیند کودکی احوال عقل ** عاقلی هرگز کند از عقل نقل
- Bir çocuk, aklın eserlerini görmüyor diye akıllı adam, akla ait şeyleri nakletmez mi ki?
-
ور نبیند عاقلی احوال عشق ** کم نگردد ماه نیکوفال عشق
- Akıllı bir adam da aşk ahvalini görmezse aşkın kutlu ayı eksilmez ya!
-
حسن یوسف دیدهی اخوان ندید ** از دل یعقوب کی شد ناپدید
- Yusuf'un güzelliğini kardeşlerinin gözleri görmedi. Fakat Yakub'un gözünden gizli kalmadı ki.
-
مر عصا را چشم موسی چوب دید ** چشم غیبی افعی و آشوب دید
- Musa'nın gözü, asayı bir sopadan ibaret gördü ama gayb gözü de onu bir yılan, bir kıyamet gördü.
-
چشم سر با چشم سر در جنگ بود ** غالب آمد چشم سر حجت نمود 3935
- Baş göziyle can gözü savaştaydı, can gözü, üstün geldi, delil gösterdi
-
چشم موسی دست خود را دست دید ** پیش چشم غیب نوری بد پدید
- Musa'nın gözü, elini el gördü ama can gözüne karşı o elden bit nurdur parladı.
-
این سخن پایان ندارد در کمال ** پیش هر محروم باشد چون خیال
- Bu söz, kemal bakımından sonsuzdur. Hakikatten haberi olmıyan mahrumlara hayal görünür.
-
چون حقیقت پیش او فرج و گلوست ** کم بیان کن پیش او اسرار دوست
- Çünkü onca hakikat, ferçten ve boğazdan ibarettir. Onun yanında sevgilinin sırlarını az söyle.
-
پیش ما فرج و گلو باشد خیال ** لاجرم هر دم نماید جان جمال
- Bizce fere, ve boğaz hayaldir. Bunun için de can, her an cemalini bize gösterir.