گر نبیند کودکی احوال عقل ** عاقلی هرگز کند از عقل نقل
Bir çocuk, aklın eserlerini görmüyor diye akıllı adam, akla ait şeyleri nakletmez mi ki?
ور نبیند عاقلی احوال عشق ** کم نگردد ماه نیکوفال عشق
Akıllı bir adam da aşk ahvalini görmezse aşkın kutlu ayı eksilmez ya!
حسن یوسف دیدهی اخوان ندید ** از دل یعقوب کی شد ناپدید
Yusuf'un güzelliğini kardeşlerinin gözleri görmedi. Fakat Yakub'un gözünden gizli kalmadı ki.
مر عصا را چشم موسی چوب دید ** چشم غیبی افعی و آشوب دید
Musa'nın gözü, asayı bir sopadan ibaret gördü ama gayb gözü de onu bir yılan, bir kıyamet gördü.
چشم سر با چشم سر در جنگ بود ** غالب آمد چشم سر حجت نمود 3935
Baş göziyle can gözü savaştaydı, can gözü, üstün geldi, delil gösterdi
چشم موسی دست خود را دست دید ** پیش چشم غیب نوری بد پدید
Musa'nın gözü, elini el gördü ama can gözüne karşı o elden bit nurdur parladı.
این سخن پایان ندارد در کمال ** پیش هر محروم باشد چون خیال
Bu söz, kemal bakımından sonsuzdur. Hakikatten haberi olmıyan mahrumlara hayal görünür.
چون حقیقت پیش او فرج و گلوست ** کم بیان کن پیش او اسرار دوست
Çünkü onca hakikat, ferçten ve boğazdan ibarettir. Onun yanında sevgilinin sırlarını az söyle.
پیش ما فرج و گلو باشد خیال ** لاجرم هر دم نماید جان جمال
Bizce fere, ve boğaz hayaldir. Bunun için de can, her an cemalini bize gösterir.
هر که را فرج و گلو آیین و خوست ** آن لکم دین ولی دین بهر اوست 3940
Kim ferç ve boğazına düşmüş, bu düşkünlüğünü kendisine âdet ve huy edinmişse ona denecek söz, ancak "Sizin dininiz sizin, benimki benim" sözünden ibarettir.