-
هست در بط غیر این بس خیر و شر ** ترسم از فوت سخنهای دگر
- Kazada bundan başka daha bir çok hayır, şer var ama başka sözleri söyleyemem, vakit kalmaz diye ürküyorum.
-
صفت طاوس و طبع او و سبب کشتن ابراهیم علیهالسلام او را
- Tavus kuşunun tabiatı ve İbrahim aleyhisselam’ın onu kesmesindeki sebep
-
آمدیم اکنون به طاوس دورنگ ** کو کند جلوه برای نام و ننگ 395
- Şimdi ad san için cilvelenip duran iki renkli tavusa geldik.
-
همت او صید خلق از خیر و شر ** وز نتیجه و فایدهی آن بیخبر
- Onun gayreti, sonucundan ve faydasından habersiz bir halde halkı, hayırla şerle avlamaktır.
-
بیخبر چون دام میگیرد شکار ** دام را چه علم از مقصود کار
- Tuzak gibi av tutup durur. Tuzağın maksada ait ne bilgisi vardır?
-
دام را چه ضر و چه نفع از گرفت ** زین گرفت بیهدهش دارم شگفت
- Tuzağın, av tutmaktan ne zararı vardır, ne faydası; onun bu beyhude tutuşuna şaşarım işte ben.
-
ای برادر دوستان افراشتی ** با دو صد دلداری و بگذاشتی
- Kardeş, iki yüz güzelle bağdaştın, dost oldun, sonra yine onları terk ettin.
-
کارت این بودست از وقت ولاد ** صید مردم کردن از دام وداد 400
- Doğduğun günden beri işin bu. Sevgi tuzağıyla adam avlar durursun.
-
زان شکار و انبهی و باد و بود ** دست در کن هیچ یابی تار و پود
- Bu avlamaktan, bu kalabalıktan, bu başlık sevdasından el çek. Hiç bunlarla bir şey ördün, bu yüzden bir şey elde ettin mi?
-
بیشتر رفتست و بیگاهست روز ** تو به جد در صید خلقانی هنوز
- Ömrünün çoğu geçti, gün akşama yaklaştı. Sense hala adam avlamaya koyulmuşsun.
-
آن یکی میگیر و آن میهل ز دام ** وین دگر را صید میکن چون لام
- Onu tut, bunu tuzaktan azat et. Alçaklar gibi bir başkasını avla.