-
ای لطیفی که گل سرخت بدید ** از خجالت پیرهن را بر درید
- Ey lütuf sahibi, kırmızı gül seni görünce utancından gömleğini yırtar.
-
از غفوری تو غفران چشمسیر ** روبهان بر شیر از عفو تو چیر
- Yarlıgama, senin yarlıgamanla doymuş, tilkiler, senin affınla aslanlara üstün olmuştur.
-
جز که عفو تو کرا دارد سند ** هر که با امر تو بیباکی کند
- Senin buyruğuna karşı korkusuzca harekette bulunan, affından başka nereye dayansın?
-
غفلت و گستاخی این مجرمان ** از وفور عفو تست ای عفولان 4095
- Bu suçluların gafletleri, küstahlıkları, ey af madeni padişah, senin affının çokluğundan meydana geldi.
-
دایما غفلت ز گستاخی دمد ** که برد تعظیم از دیده رمد
- Gaflet, daima küstahlıktan meydana gelir. Ululama gözden kuru ağrıyı giderir.
-
غفلت و نسیان بد آموخته ** ز آتش تعظیم گردد سوخته
- Gaflet ve kötü bir alışma olan unutkanlık, ululama ateşiyle yanıp gider.
-
هیبتش بیداری و فطنت دهد ** سهو نسیان از دلش بیرون جهد
- Onun heybeti adama uyanıklık ve anlayış verir, adamın içindeki unutkanlık ve yanılma çıkar, kalmaz.
-
وقت غارت خواب ناید خلق را ** تا بنرباید کسی زو دلق را
- Yağma zamanı, halkın uykusu gelmez. Kimse, hırkamı çalmasınlar diye uyumaz.
-
خواب چون در میرمد از بیم دلق ** خواب نسیان کی بود با بیم حلق 4100
- Hırka korkusiyle bile uyku kaçarsa artık can ve ' boğaz korkusu ile kim uyur ki?
-
لاتاخذ ان نسینا شد گواه ** که بود نسیان بوجهی هم گناه
- Buna tanık, "Rabbimiz, unutup işlediğimiz suçlarla bizi suçlu sayma" âyetidir. Çünkü unutma da bir bakımdan suçtur.