-
مینماید نور نار و نار نور ** ورنه دنیا کی بدی دارالغرور
- Nur, ateş şeklinde görünmede, ateş de nur şeklinde. Yoksa dünya, hiç gurur yurdu, aldanma durağı olur muydu?
-
هین مکن تعجیل اول نیست شو ** چون غروب آری بر آ از شرق ضو
- Kendine gel, acele etme. Önce yok ol. Battın mı nur doğrusundan başgöster.
-
از انایی ازل دل دنگ شد ** این انایی سرد گشت و ننگ شد
- Ezel benliğinden gönül hayretlere düştü; bu benlik, soğuk bir hale geldi, ayıp ve ar kesildi.
-
زان انای بیانا خوش گشت جان ** شد جهان او از انایی جهان
- Can, o bensiz benlikten hoş bir hal aldı, âlem benliğinden sıçrayıp çıktı.
-
از انا چون رست اکنون شد انا ** آفرینها بر انای بی عنا 4140
- Benden kurtuldu da şimdi ben oldu. Aferinler, olsun zahmetsiz benliğe!
-
کو گریزان و انایی در پیش ** میدود چون دید وی را بی ویش
- O kaçmada, benlikse peşine düşmüş. Onu, onsuz gördüğünden ardını bırakmamakta, koşup durmakta.
-
طالب اویی نگردد طالبت ** چون بمردی طالبت شد مطلبت
- Sen, onu istedikçe o, seni istemez. Fakat öldün mü istediğini elde edersin.
-
زندهای کی مردهشو شوید ترا ** طالبی کی مطلبت جوید ترا
- Diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı? Sen istedikçe istediğin seni arar mı?
-
اندرین بحث ار خرده رهبین بدی ** فخر رازی رازدان دین بدی
- Bu bahiste akıl, yol gösterici olsaydı Fahr-i Razı, din sırrını bilirdi.
-
لیک چون من لمن یذق لم یدر بود ** عقل و تخییلات او حیرت فزود 4145
- Fakat "Tatmıyan bilmez." Onun için onun aklı ve kurduğu hayaller de, ancak hayretini artırdı.