English    Türkçe    فارسی   

5
4211-4220

  • گر خدا دادی مرا پانصد دهان  ** گفتمی شرح تو ای جان و جهان 
  • Tanrı, bana beş yüz ağız verseydi de ey can ve ey cihan, seni anlatsaydım.
  • یک دهان دارم من آن هم منکسر  ** در خجالت از تو ای دانای سر 
  • Halbuki bir ağzım var, o da ey sırları bilen Tanrı, senden utancından kırık dökük!
  • منکسرتر خود نباشم از عدم  ** کز دهانش آمدستند این امم 
  • Fakat yokluktan daha kırık dökük olmam ya.. Bunca ümmetler, onun ağzından zuhur etti.
  • صد هزار آثار غیبی منتظر  ** کز عدم بیرون جهد با لطف و بر 
  • Yüzlerce gayb eserleri, Tanrı'nın lütuf ve ihsa-niyle yokluktan dışarı çıkmayı beklemede.
  • از تقاضای تو می‌گردد سرم  ** ای ببرده من به پیش آن کرم  4215
  • Ey keremine kurban olduğum Tanrı, başım, senin havanla dönmede.
  • رغبت ما از تقاضای توست  ** جذبه‌ی حقست هر جا ره‌روست 
  • Sana rağbetimiz, senin dileğinle oluyor. Nerde bir yol yürüyen varsa onu Tanrı cezbesi çekmektedir.
  • خاک بی‌بادی به بالا بر جهد  ** کشتی بی‌بحر پا در ره نهد 
  • Hiç yel olmadan toprak havaya kalkar mı? Hiç deniz olmadan bir gemi, denize ayak atabilir mi?
  • پیش آب زندگانی کس نمرد  ** پیش آبت آب حیوانست درد 
  • Abıhayat önünde kimse ölmez.. Halbuki abıhayat, senin suyunun yanında bir tortudan ibarettir.
  • آب حیوان قبله‌ی جان دوستان  ** ز آب باشد سبز و خندان بوستان 
  • Abıhayat, can kıblesidir. Dostlar, bağlar, bahçeler, suyla yeşerir, güler.
  • مرگ آشامان ز عشقش زنده‌اند  ** دل ز جان و آب جان بر کنده‌اند  4220
  • Ölümü içenler, onun aşkiyle dirildiler; gönüllerini candan da çekmişlerdir, abıhayattan da.