-
کرده ذوق نقد را معبود خلق ** لاجرم زین لعب مغبون بود خلق
- Halk eldeki hazır zevki mabut edinmiştir. Hulâsa halk, bu oyunu kaybetmiş, bu oyunda zarar girmiştir.
-
جوقجوق وصف صف از حرص و شتاب ** محترز ز آتش گریزان سوی آب
- Bölük, bölük saf, saf hırslarına uyanlar, ateşten çekinmede, suya kaçmada.
-
لاجرم ز آتش برآوردند سر ** اعتبارالاعتبار ای بیخبر
- Fakat suya dalan, ateşten baş göstermede. Ey hakikatten haberi olmayan, ibret al, ibret!
-
بانگ میزد آتش ای گیجان گول ** من نیم آتش منم چشمهی قبول 435
- Ateş, ey bön ahmaklar, ben ateş değilim, makbul bir kaynağım.
-
چشمبندی کردهاند ای بینظر ** در من آی و هیچ مگریز از شرر
- A gözsüzler sizin gözünüzü bağlamışlar. Bana gelin, kıvılcımlarımdan kaçmayın.
-
ای خلیل اینجا شرار و دود نیست ** جز که سحر و خدعهی نمرود نیست
- Ey Halil burada ne kıvılcım vardır, ne duman. Bu görünen şey, ancak Nemrud’un büyüsü, hilesi demekteydi.
-
چون خلیل حق اگر فرزانهای ** آتش آب تست و تو پروانهای
- Sen de Halil gibi akıllıysan ateş senin soyundur, sen bir pervanesin.
-
جان پروانه همیدارد ندا ** کای دریغا صد هزارم پر بدی
- Pervanenin canı keşke binlerce kanadım olsaydı da,
-
تا همی سوزید ز آتش بیامان ** کوری چشم و دل نامحرمان 440
- Mahrem olmayanların körlüklerine rağmen amansız bir surette ateşlere yansaydı.
-
بر من آرد رحم جاهل از خری ** من برو رحم آرم از بینشوری
- Bilgisiz kişi, eşekliğinden bana acır, bense bilgi ve görgü sahibi olduğumdan ona acırım diye bağırıp durur.