-
امن ماکولان جذوب ماتمست ** رو بدان درگاه کو لا یطعم است
- Yenen şeylerin emin olması, sonunda yas ve matem verir. Yürü, yemeyen içmeyen Tanrı’nın tapısına git.
-
هر خیالی را خیالی میخورد ** فکر آن فکر دگر را میچرد
- Her hayal, başka bir hayali yemekte, her düşünce, başka bir düşünceyi otlamaktadır.
-
تو نتانی کز خیالی وا رهی ** یا بخسپی که از آن بیرون جهی 730
- Hayalden geçemiyorsun, yahut da uyuyup ondan kurtulamıyorsun.
-
فکر زنبورست و آن خواب تو آب ** چون شوی بیدار باز آید ذباب
- Düşünce arıdır, uykunsa su. Uyusan bile uyandın mı yine başına üşüşür.
-
چند زنبور خیالی در پرد ** میکشد این سو و آن سو میبرد
- Nice hayal arılar uçuşup durur, seni bu yana o yana çekiştirir.
-
کمترین آکلانست این خیال ** وآن دگرها را شناسد ذوالجلال
- Bu hayal, yiyenlerin en aşağılığıdır. Öbürlerini ise ululuk ıssı Tanrı bilir.
-
هین گریز از جوق اکال غلیظ ** سوی او که گفت ما ایمت حفیظ
- Kendine gel de o kaba ve haşin yiyiciler bölüğünden kaç. “Seni biz koruruz” diyen Tanrı’ya sığın.
-
یا به سوی آن که او آن حفظ یافت ** گر نتانی سوی آن حافظ شتافت 735
- Yahut da o koruyucuya koşup kurtulmak elinden gelmiyorsa o koruma sıfatını kazanan kişiye kaç.
-
دست را مسپار جز در دست پیر ** حق شدست آن دست او را دستگیر
- Elini pirden başkasına verme. Pirin elini tutan Tanrı’dır.
-
پیر عقلت کودکی خو کرده است ** از جوار نفس که اندر پرده است
- Senin kocalmış aklın, çocukluğu huy edinmiştir, nefis civarında bu huyu kazanmıştır. O, perde altındadır.