English    Türkçe    فارسی   

5
894-903

  • گویی آن دل زین جهان پنهان بود  ** زانک ظلمت با ضیا ضدان بود 
  • Sanki o gönül, bu cihandan gizlenmiştir. Çünkü karanlık, ışıkla bir yerde bulunmaz. Birbirlerine zıttır bunlar.
  • دشمنی آن دل از روز الست  ** سبزوار طبع را میراثی است  895
  • Tabiat Sebzvar’ının, o gönülle düşmanlığı, Elest gününden miras kalmıştır.
  • زانک او بازست و دنیا شهر زاغ  ** دیدن ناجنس بر ناجنس داغ 
  • Çünkü o, doğan kuşudur, dünya şehriyse kuzgun. Kendi cinsinden olmayanı görmek insanı yaralar.
  • ور کند نرمی نفاقی می‌کند  ** ز استمالت ارتفاقی می‌کند 
  • İnsan, kendi cinsinden olmayana yumuşaklık gösterirse münafıklığından gösterir, onunla uyuşursa bir şey elde etmek için uyuşur.
  • می‌کند آری نه از بهر نیاز  ** تا که ناصح کم کند نصح دراز 
  • O münâfık, evet der ama tasdik ettiğinden değil, nasihat verenin sözü kısa kesmesi içindir.(TM)
  • زانک این زاغ خس مردارجو  ** صد هزاران مکر دارد تو به تو 
  • Çünkü bu leş arayan aşağılık kuzgunun kat,kat yüz binlerce hilesi vardır.
  • گر پذیرند آن نفاقش را رهید  ** شد نفاقش عین صدق مستفید  900
  • Münafıklığı kabul ederlerse kurtulur; münafıklığı, kendisine fayda verecek bir doğruluk olur.
  • زانک آن صاحب دل با کر و فر  ** هست در بازار ما معیوب‌خر 
  • Çünkü gönül sahibi, debdebesiyle beraber bizim pazarımızda ayıplıdır.
  • صاحب دل جو اگر بی‌جان نه‌ای  ** جنس دل شو گر ضد سلطان نه‌ای 
  • Cansız değilsen gönül sahibini ara. Padişaha zıt değilsen gönülle aynı cinsten olmaya bak.
  • آنک زرق او خوش آید مر ترا  ** آن ولی تست نه خاص خدا 
  • Halbuki riyası, sana hoş gelen, tabiatına uygun olan kişi, dostundur. Dostundur ama Tanrı’nın dostu değil ki!