-
گویی آن دل زین جهان پنهان بود ** زانک ظلمت با ضیا ضدان بود
- Sanki o gönül, bu cihandan gizlenmiştir. Çünkü karanlık, ışıkla bir yerde bulunmaz. Birbirlerine zıttır bunlar.
-
دشمنی آن دل از روز الست ** سبزوار طبع را میراثی است 895
- Tabiat Sebzvar’ının, o gönülle düşmanlığı, Elest gününden miras kalmıştır.
-
زانک او بازست و دنیا شهر زاغ ** دیدن ناجنس بر ناجنس داغ
- Çünkü o, doğan kuşudur, dünya şehriyse kuzgun. Kendi cinsinden olmayanı görmek insanı yaralar.
-
ور کند نرمی نفاقی میکند ** ز استمالت ارتفاقی میکند
- İnsan, kendi cinsinden olmayana yumuşaklık gösterirse münafıklığından gösterir, onunla uyuşursa bir şey elde etmek için uyuşur.
-
میکند آری نه از بهر نیاز ** تا که ناصح کم کند نصح دراز
- O münâfık, evet der ama tasdik ettiğinden değil, nasihat verenin sözü kısa kesmesi içindir.(TM)
-
زانک این زاغ خس مردارجو ** صد هزاران مکر دارد تو به تو
- Çünkü bu leş arayan aşağılık kuzgunun kat,kat yüz binlerce hilesi vardır.
-
گر پذیرند آن نفاقش را رهید ** شد نفاقش عین صدق مستفید 900
- Münafıklığı kabul ederlerse kurtulur; münafıklığı, kendisine fayda verecek bir doğruluk olur.
-
زانک آن صاحب دل با کر و فر ** هست در بازار ما معیوبخر
- Çünkü gönül sahibi, debdebesiyle beraber bizim pazarımızda ayıplıdır.
-
صاحب دل جو اگر بیجان نهای ** جنس دل شو گر ضد سلطان نهای
- Cansız değilsen gönül sahibini ara. Padişaha zıt değilsen gönülle aynı cinsten olmaya bak.
-
آنک زرق او خوش آید مر ترا ** آن ولی تست نه خاص خدا
- Halbuki riyası, sana hoş gelen, tabiatına uygun olan kişi, dostundur. Dostundur ama Tanrı’nın dostu değil ki!