-
شهوتی است او و بس شهوتپرست ** زان شراب زهرناک ژاژ مست 940
- Horoz şehvete mensuptur, şehvetine pek tapar. O zehirli ve kötü şaraptan sarhoştur.
-
گرنه بهر نسل بود ای وصی ** آدم از ننگش بکردی خود خصی
- Şehvet soy üretmek için olmasaydı Adem utancından kendisini hadım ederdi.
-
گفت ابلیس لعین دادار را ** دام زفتی خواهم این اشکار را
- Melun İblis, Tanrı’ya avlanabilmek için bana kuvvetli bir tuzak lazım dedi.
-
زر و سیم و گلهی اسپش نمود ** که بدین تانی خلایق را ربود
- Tanrı, ona altın, gümüş ve at gösterdi, halkı bunlarla aldatabilirsin dedi.
-
گفت شاباش و ترش آویخت لنج ** شد ترنجیده ترش همچون ترنج
- İblis, zahiren bunu beğendi. Beğendi ama suratını ekşitti, sıkılmış turunç gibi dudaklarını sarkıttı.
-
پس زر و گوهر ز معدنهای خوش ** کرد آن پسمانده را حق پیشکش 945
- Tanrı, o geberesiceye güzel madenlerden altın ve mücevheratı armağan etti.
-
گیر این دام دگر را ای لعین ** گفت زین افزون ده ای نعمالمعین
- A melun dedi, şu tuzağı da al. Şeytan dedi ki: Ey güzel yardımcı daha artır.
-
چرب و شیرین و شرابات ثمین ** دادش و بس جامهی ابریشمین
- Yağlı, ballı şeylerle ağır ve değerli şaraplar ve bir çok ipek elbiseler verdi.
-
گفت یا رب بیش ازین خواهم مدد ** تا ببندمشان به حبل من مسد
- Şeytan dedi ki: Yarabbi, imdat et, bundan fazla isterim. Ver de onları iplerimle adamakıllı bağlıyayım.
-
تا که مستانت که نر و پر دلند ** مردوار آن بندها را بسکلند
- Bu suretle erkek ve yürekli sarhoşların, erkekçesine o bağları koparsınlar.