-
پیش خر خرمهره و گوهر یکیست ** آن اشک را در در و دریا شکیست
- Eşeğe göre katır boncuğu ile inci birdir. O eşek ,zaten inciyle denizin vücudunda şüphe eder.
-
منکر بحرست و گوهرهای او ** کی بود حیوان در و پیرایهجو
- O denizi de inkâr eder, incilerini de. Hiç hayvan, inciyi süsü püsü arar mı?
-
در سر حیوان خدا ننهاده است ** کو بود در بند لعل و درپرست
- Allah, lâl ve inci aramaz. Allah, onun kafasına böyle bir şey koymamıştır.
-
مر خران را هیچ دیدی گوشوار ** گوش و هوش خر بود در سبزهزار
- Hiç eşeklerde küpe gördün mü? Eşeğin kulağı da yeşilliktedir aklı da.
-
احسن التقویم در والتین بخوان ** که گرامی گوهرست ای دوست جان 1005
- Vettini suresindeki “İnsanı en güzel şekilde yarattık” âyetini oku. Ey dost ,en değerli inci candır.
-
احسن التقویم از عرش او فزون ** احسن التقویم از فکرت برون
- En güzel şekli olan insan şekli, arştan da üstündür, düşünceye de sığmaz.
-
گر بگویم قیمت این ممتنع ** من بسوزم هم بسوزد مستمع
- Bu paha biçilmez şeyin değerini söylesem ben de yanarım, duyan da yanar.
-
لب ببند اینجا و خر این سو مران ** رفت این صدیق سوی آن خران
- Burada artık sus dudağını yum, eşeğini bu tarafa sürme. Sıddıyk da o eşeklerin yanına gitti.
-
حلقه در زد چو در را بر گشود ** رفت بیخود در سرای آن جهود
- Kapının halkasını dövdü. Kapı açılınca o kâfirin evine âdeta kendinden geçmiş bir halde girdi.
-
بیخود و سرمست و پر آتش نشست ** از دهانش بس کلام تلخ جست 1010
- Kendinden geçmiş sarhoş ve ateşli bir halde oturdu. Ağzından bir hayli acı sözler çıktı.