-
خود سزای بتپرستان این بود ** جلش اطلس اسپ او چوبین بود
- Puta tapanların lâyığı budur zaten. Çulu atlas olur atı sopa.
-
همچو گور کافران پر دود و نار ** وز برون بر بسته صد نقش و نگار
- Kâfirlerin mezarı gibi dumanla ateşle doludur içi, fakat dışarısı yüzlerce nakışla, ziynetle bezenmiştir.
-
همچو مال ظالمان بیرون جمال ** وز درونش خون مظلوم و وبال 1055
- Zâlimlerim malları gibi hani. Dışarıdan güzel görünür ama hakikatte mazlûm kanıdır, vebalidir.
-
چون منافق از برون صوم و صلات ** وز درون خاک سیاه بینبات
- Münafık gibi görünüşte orucu, namazı görünür de hakikatte otsuz, çimensiz kapkara topraktır.
-
همچو ابری خالیی پر قر و قر ** نه درو نفع زمین نه قوت بر
- Gar gur edip duran boş buluta benzer. Ondan ne yeryüzünde bir fayda vardır, ne buğdaya bir kuvvet.
-
همچو وعدهی مکر و گفتار دروغ ** آخرش رسوا و اول با فروغ
- Hileli ve yalan vâde gibi hani. Sonu rüsvaylıktır, fakat önü parlak görünür.
-
بعد از آن بگرفت او دست بلال ** آن ز زخم ضرس محنت چون خلال
- Ondan sonra Bilâl’in elini tuttu, o mihmetin dişlerinde bir hilâle dönmüş olan dostun eline yapıştı, yola düştüler.
-
شد خلالی در دهانی راه یافت ** جانب شیرینزبانی میشتافت 1060
- O bir hilâle dönmüş de ağza yol bulmuştu, tatlı dilli birine gitmekteydi.
-
چون بدید آن خسته روی مصطفی ** خر مغشیا فتاد او بر قفا
- Zayıf, hasta bir haldeydi. Mustafa’nın yüzünü görünce sırt üstü düşüp bayıldı.
-
تا بدیری بیخود و بیخویش ماند ** چون به خویش آمد ز شادی اشک راند
- Uzun müddet kendisinden geçmiş olarak öyle baygın kaldı. Kendine gelince sevincinden gözyaşları dökmeye başladı.