English    Türkçe    فارسی   

6
1078-1087

  • که مرا از بندگیت آزادیست  ** بی‌تو بر من محنت و بیدادیست 
  • Benim azatlığım sana kul olmamdır. Sensiz olursam mihnetlere, azaplara uğrarım.
  • ای جهان را زنده کرده ز اصطفا  ** خاص کرده عام را خاصه مرا 
  • Ey Allah seçilmişi, bu seçilişinle dünyayı dirilttin. Halkın geri kalanlarını ileri götürdün, hele beni yok mu?
  • خوابها می‌دید جانم در شباب  ** که سلامم کرد قرص آفتاب  1080
  • Gençliğimde rüya görmüştüm, değirmi güneş, bana selâm vermişti.
  • از زمینم بر کشید او بر سما  ** همره او گشته بودم ز ارتقا 
  • Beni yerden almış, gökyüzüne çıkarmıştı. Bu yücelişte ona yoldaş olmuştum.
  • گفتم این ماخولیا بود و محال  ** هیچ گردد مستحیلی وصف حال 
  • Bu rüya, olmayacak bir şey, malihulyadan ibaret. Hiç olmayacak şey, benim halime uyar mı, benim vasfım olur mu? demiştim.
  • چون ترا دیدم بدیدم خویش را  ** آفرین آن آینه‌ی خوش کیش را 
  • Fakat seni görünce kendimi gördüm. Aferin o güzel aynaya!
  • چون ترا دیدم محالم حال شد  ** جان من مستغرق اجلال شد 
  • Seni görünce olmayacak şey, bana hâl oldu. Canım ululuklara daldı.
  • چون ترا دیدم خود ای روح البلاد  ** مهر این خورشید از چشمم فتاد  1085
  • Ey şehirlerin ruhu, seni görünce bu güneşin sevgisi, harareti, gözümden düştü.
  • گشت عالی‌همت از نو چشم من  ** جز به خواری نگردد اندر چمن 
  • Gözüm senin yüzünden yüce bir himmet sahibi oldu, artık çayırlığa, çimenliğe hor bakıyor, onları hoş görmüyor.
  • نور جستم خود بدیدم نور نور  ** حور جستم خود بدیدم رشک حور 
  • Nur aradım, kendimi nurun nuru olarak gördüm. Huri aradım, kendimi hurilerin bile kıskandıkları derecede güzel buldum.